Su şehri Bursa, barajlardaki kritik seviyeler nedeniyle yeraltı sularına yönelirken, uzmanlar Karacabey Longozu’ndaki ekolojik felakete ve ovanın zeminindeki obruk tehlikesine dikkat çekiyor. Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Efsun Dindar, "Kriz bitmedi, sadece yönetiliyor" diyerek uyardı ve çözümün yeni baraj değil, acil su verimliliği olduğunu belirtti.
Haber Giriş Tarihi: 22.10.2025 11:55
Haber Güncellenme Tarihi: 22.10.2025 12:00
Muhabir:
Damla Dilmeç
Bursa, “su şehri” kimliğini tehdit eden ciddi bir kuraklıkla karşı karşıya. Baraj seviyeleri kritik seviyelere gerilerken, şehirde planlı su kesintileri artık günlük yaşamın bir parçası haline geldi. Uzmanlara göre, yeraltı sularına yönelmek geçici bir çözüm sağlasa da uzun vadede hem ekolojik hem de jeolojik riskleri beraberinde getiriyor.
Bursa Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Efsun Dindar, su krizine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Dindar, “Bu süreçte kriz bitmedi, sadece dikkatle yönetiliyor” diyerek hem vatandaşlara hem de yöneticilere uyarılarda bulundu.
MEVCUT DURUMDA KULLANILABİLİR SU KALMADI
Bursa’nın içme suyunun büyük kısmını sağlayan Nilüfer ve Doğancı barajlarında kullanılabilir su kalmadı. Dindar, “Şu anda barajların alt kotundaki ölü hacim suyu pompajla çekiliyor. Bu su, doğal akışla değil enerjiyle alınabiliyor. Yani kısa vadeli bir tampon sağlasa da sürdürülebilir bir çözüm değil” dedi.
BUSKİ verilerine göre kentin günlük 533 bin metreküp su ihtiyacı, yeraltı kuyuları, kaynak suları ve Çınarcık by-pass hattı gibi alternatiflerle karşılanıyor. Ancak uzmanlar, bu yöntemin uzun vadede hem enerji yükünü artıracağını hem de yeraltı kaynaklarını tüketme riski taşıdığını belirtiyor.
OBRUK RİSKİ, YERALTI SUYU KULLANIMI İLE TETİKLENİYOR
Doç. Dr. Dindar, barajların kurumasıyla birlikte yeraltı suyuna aşırı yönelimin Bursa Ovası’nda obruk riski oluşturduğunu vurgulayarak, “Yeraltı suyu çekimi arttıkça su tablası düşüyor, gevşek zeminli bölgelerde çökmeler meydana gelebilir. Konya’daki obruk tablosu, aslında bizim için erken bir uyarıdır.” ifadelerini kullandı.
Dindar, yeraltı suyu kullanımına kota getirilmesi ve kuyuların düzenli olarak izlenmesi gerektiğini söyledi.
KARACABEY LONGOZU AĞIR YARA ALDI
Kuraklığın yalnızca barajları değil, Bursa’nın ekosistemini de tehdit ettiğini belirten Dindar, Karacabey Longozu’nun hidrolojik dengesinin bozulduğunu ifade etti: “Longoz, 270’in üzerinde kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Kuraklık, flamingo, ak pelikan, kara leylek gibi türlerin üreme başarısını düşürüyor. Eğer su rejimi dengelenmezse, longozun biyolojik çeşitliliği kalıcı olarak zedelenebilir.”
KÖTÜ KOKU OLUŞUMU SU KRİZİYLE İLİŞKİLİ
Bursa genelinde son dönemde artan kötü koku şikâyetlerinin de kuraklıkla doğrudan bağlantılı olduğunu belirten Dindar, “Azalan debi ve artan sıcaklık Nilüfer Çayı’nda oksijen seviyesini düşürüyor. Bu da hidrojen sülfür ve amonyak gibi gazların oluşmasına yol açıyor” dedi. Dindar, kuraklığın sadece barajları değil, hava kalitesini de olumsuz etkilediğini vurguladı.
“SU FİRMALARININ PAYI DÜŞÜK”
Son dönemde gündeme gelen “su firmaları kentin suyunu tüketiyor” iddialarına da değinen Dindar, bu tesislerin payının oldukça düşük olduğunu belirterek, “Bursa’daki 32 ambalajlı su tesisi yıllık 4 milyon 415 bin metreküp su üretiyor. Bu, kentin günlük su ihtiyacının sadece yüzde 4’üne denk geliyor. Yani esas sorun bu firmalar değil, iklim krizi ve verimsiz su kullanımı.” diye konuştu.
“TAM ANLAMIYLA SU VERİMLİLİĞİ ÇÖZÜMÜ GERÇEKLEŞMELİ”
Bursa’nın su krizini çözmek için yeni barajlar yerine verimli su yönetimi politikalarına odaklanılması gerektiğini belirten Dindar, şu önerilerde bulundu:
Haneler ve sanayi için su verimliliği planları zorunlu hale getirilmeli,
Tarımda vahşi sulama yerine damla ve yağmurlama sistemleri yaygınlaştırılmalı,
Arıtılmış atık sular sanayi ve yeşil alanlarda yeniden kullanılmalı,
Yeraltı suyu kotası uygulanmalı ve kuyu bazlı izleme sistemi kurulmalı,
Uludağ ve Karacabey Longozu gibi ekosistemlerde su tutma ve restorasyon projeleri başlatılmalı.
Bursa’nın suyu sadece musluktan değil; dağdan, ovadan, yeraltından, fabrikadan ve tarladan birlikte yönetilmesini söyleyen Dindar, "Bilim, veri ve ekoloji birlikte hareket etmezse bu kriz kalıcı hale gelir.” ifadelerini kullandı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bursa’da kuraklık alarmı: "Yeraltı sularına yönelim obruk riskini artırıyor"
Su şehri Bursa, barajlardaki kritik seviyeler nedeniyle yeraltı sularına yönelirken, uzmanlar Karacabey Longozu’ndaki ekolojik felakete ve ovanın zeminindeki obruk tehlikesine dikkat çekiyor. Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Efsun Dindar, "Kriz bitmedi, sadece yönetiliyor" diyerek uyardı ve çözümün yeni baraj değil, acil su verimliliği olduğunu belirtti.
Bursa, “su şehri” kimliğini tehdit eden ciddi bir kuraklıkla karşı karşıya. Baraj seviyeleri kritik seviyelere gerilerken, şehirde planlı su kesintileri artık günlük yaşamın bir parçası haline geldi. Uzmanlara göre, yeraltı sularına yönelmek geçici bir çözüm sağlasa da uzun vadede hem ekolojik hem de jeolojik riskleri beraberinde getiriyor.
Bursa Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Efsun Dindar, su krizine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Dindar, “Bu süreçte kriz bitmedi, sadece dikkatle yönetiliyor” diyerek hem vatandaşlara hem de yöneticilere uyarılarda bulundu.
MEVCUT DURUMDA KULLANILABİLİR SU KALMADI
Bursa’nın içme suyunun büyük kısmını sağlayan Nilüfer ve Doğancı barajlarında kullanılabilir su kalmadı. Dindar, “Şu anda barajların alt kotundaki ölü hacim suyu pompajla çekiliyor. Bu su, doğal akışla değil enerjiyle alınabiliyor. Yani kısa vadeli bir tampon sağlasa da sürdürülebilir bir çözüm değil” dedi.
BUSKİ verilerine göre kentin günlük 533 bin metreküp su ihtiyacı, yeraltı kuyuları, kaynak suları ve Çınarcık by-pass hattı gibi alternatiflerle karşılanıyor. Ancak uzmanlar, bu yöntemin uzun vadede hem enerji yükünü artıracağını hem de yeraltı kaynaklarını tüketme riski taşıdığını belirtiyor.
OBRUK RİSKİ, YERALTI SUYU KULLANIMI İLE TETİKLENİYOR
Doç. Dr. Dindar, barajların kurumasıyla birlikte yeraltı suyuna aşırı yönelimin Bursa Ovası’nda obruk riski oluşturduğunu vurgulayarak, “Yeraltı suyu çekimi arttıkça su tablası düşüyor, gevşek zeminli bölgelerde çökmeler meydana gelebilir. Konya’daki obruk tablosu, aslında bizim için erken bir uyarıdır.” ifadelerini kullandı.
Dindar, yeraltı suyu kullanımına kota getirilmesi ve kuyuların düzenli olarak izlenmesi gerektiğini söyledi.
KARACABEY LONGOZU AĞIR YARA ALDI
Kuraklığın yalnızca barajları değil, Bursa’nın ekosistemini de tehdit ettiğini belirten Dindar, Karacabey Longozu’nun hidrolojik dengesinin bozulduğunu ifade etti: “Longoz, 270’in üzerinde kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Kuraklık, flamingo, ak pelikan, kara leylek gibi türlerin üreme başarısını düşürüyor. Eğer su rejimi dengelenmezse, longozun biyolojik çeşitliliği kalıcı olarak zedelenebilir.”
KÖTÜ KOKU OLUŞUMU SU KRİZİYLE İLİŞKİLİ
Bursa genelinde son dönemde artan kötü koku şikâyetlerinin de kuraklıkla doğrudan bağlantılı olduğunu belirten Dindar, “Azalan debi ve artan sıcaklık Nilüfer Çayı’nda oksijen seviyesini düşürüyor. Bu da hidrojen sülfür ve amonyak gibi gazların oluşmasına yol açıyor” dedi. Dindar, kuraklığın sadece barajları değil, hava kalitesini de olumsuz etkilediğini vurguladı.
“SU FİRMALARININ PAYI DÜŞÜK”
Son dönemde gündeme gelen “su firmaları kentin suyunu tüketiyor” iddialarına da değinen Dindar, bu tesislerin payının oldukça düşük olduğunu belirterek, “Bursa’daki 32 ambalajlı su tesisi yıllık 4 milyon 415 bin metreküp su üretiyor. Bu, kentin günlük su ihtiyacının sadece yüzde 4’üne denk geliyor. Yani esas sorun bu firmalar değil, iklim krizi ve verimsiz su kullanımı.” diye konuştu.
“TAM ANLAMIYLA SU VERİMLİLİĞİ ÇÖZÜMÜ GERÇEKLEŞMELİ”
Bursa’nın su krizini çözmek için yeni barajlar yerine verimli su yönetimi politikalarına odaklanılması gerektiğini belirten Dindar, şu önerilerde bulundu:
Haneler ve sanayi için su verimliliği planları zorunlu hale getirilmeli,
Tarımda vahşi sulama yerine damla ve yağmurlama sistemleri yaygınlaştırılmalı,
Arıtılmış atık sular sanayi ve yeşil alanlarda yeniden kullanılmalı,
Yeraltı suyu kotası uygulanmalı ve kuyu bazlı izleme sistemi kurulmalı,
Uludağ ve Karacabey Longozu gibi ekosistemlerde su tutma ve restorasyon projeleri başlatılmalı.
Bursa’nın suyu sadece musluktan değil; dağdan, ovadan, yeraltından, fabrikadan ve tarladan birlikte yönetilmesini söyleyen Dindar, "Bilim, veri ve ekoloji birlikte hareket etmezse bu kriz kalıcı hale gelir.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Damla Dilmeç
Son Haberler
Bursa için kuvvetli sağanak uyarısı! Bursa hava durumu 7 Aralık 2025
Fed beklentisi altını etkiledi! Bursa Kapalı Çarşı altın fiyatları 7 Aralık 2025
Alternatif güzergah tavsiyesi! Türkiye geneli yol durumu 7 Aralık 2025