Bursa'da 150 yıllık antika saat göz kamaştırıyor

Ayşegül SEVER-ÖMER KARAKAYA

George Prior tarafından 150 yıl önce üretilen antika saate değer biçilmiyor. Ortalama fiyatının 30 bin TL olduğunu söyleyen saatin sahibi Antikacı Aygenç saat hakkında bilgilere vererek, "Bu saati üreten kişi 1 yılda sadece 2 saat yapıp, o yıl geçimini o şekilde sağlıyormuş. Saatin 3 adet koruması var. 1'inci ve 2'inci koruma alanı gümüşten oluşuyor. 3'üncü koruması ise 'baha kaplama' yani kaplumbağa olarak geçiyor.

Saatin tamamı el işçiliği ile yapılmış. Saat, şu an kendinden hiç bir şey kaybetmemiş, çalışır vaziyette. Mekanizması, anahtar kurmalı. Benim elime yaklaşık 1 sene önce geçti. Çok müşterisi olmasına rağmen satmak istemiyorum. Çünkü dükkanıma değer katıyor. Saati görmek isteyen çok insan oluyor. Şu an ortalama fiyatı 30 bin TL civarında. Ama ben bunu sattıktan sonra bana 50 bin TL'de verilse aynı saati bulma ihtimalim yok" diye konuştu.

HOBİ, MESLEĞE DÖNÜŞTÜ

Antika sevgisinin zamanla mesleğe dönüştüğünü belirten Ahmet Aygenç, "Asıl mesleğim kuyumculuk. Ama yaklaşık 30 yıl önce antika sevdam beni bu mesleğin içine itti. Geçmiş yıllarda ortaya çıkmış eserler çok ilgimi çekti. Alıp, satamasam bile sadece görmek bile beni heyecanlanıyordu. Bu işi yapmaya başladıktan sonra ilgim daha da arttı. Çok farklı eserler görmeye başladım. Yaptığım meslekle,tarihi adeta yeninden yaşıyorum" ifadelerini kullandı.

İNSANOĞLU OLDUKÇA, ANTİKA DA OLACAK"

Bursalıların antikaya olan ilgisinin arttığını ifade eden Antikacı Aygenç şunları söyledi:

"Bursa'da antikaya ilgi var. Ama Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyükşehirlere de kaymalar oluyor. Bizde şöyle bir tabir vardır. 'Dede toplar. Oğul satar. Torun tekrar toplar.' Bazen gençler dükkanımızı ziyaret ettiğinde 'Burası ne kadar güzel kokuyor.' diyorlar. Bu koku; eskinin, yaşanmışlıkların kokusu. Gençlerin ilgisini görünce bizlerde şaşırıyoruz. Ama bence bu sevgi Allah'ın verdiği bir lütuf. Yani ilgi konusunda bir sıkıntımız yok. İnsanoğlu var olduğu sürece antika ilgisi de bitmeyecek."

MESLEĞİN SIRRI; EL VE GÖZ HASSASİYETİ

Tespih ve saat konusunda ayrı bir ilgisi olduğunun altını çizen Antikacı Aygenç,"Bursa'da tespih konusunda, özellikle kehribar ve diğer değerli tespihler üzerine alım, satım yapan herkesin yolu bu dükkana düşer. Gelip konu hakkında benden fikir alırlar. Gelenlere konu hakkında bilgi veririz. Kuyumculuk mesleğinden geldiğimiz için konuya biraz daha aşinayız. El ve göz hassasiyetimiz diğer insanlara göre biraz daha fazla. Antikada bu konu çok önemlidir. Biz, bir şeye ellediğimizde materyalin ne olduğunu hemen anlarız. Ama bu izah etmek de bir o kadar zordur. Bazen bizlere farklı meslek gruplarından insanlar geliyor. Benden kehribarı anlatmamı istiyorlar. Ben de onlara 'sen beni 1 dakika içinde mühendis yap. Bende seni 1 dakikada kehribar ustası yapayım.' diyorum. Konunun uzmanlığı tecrübeden geliyor" dedi.

20 BİN TL 'YE TESPİH

Osmanlı dönemine ait tespihleri elinde bulunduran Ahmet Aygenç tespihlerin insan sağlığına olan faydalarından da bahsederek, "Sıkma Osmanlı tespihleri genelde kehribardan yapılmıştır. Kehribarın ana maddesi; çamın reçinesidir. Ama toprağın altında binlerce yıl kaldıktan sonra çıkarılıp, yapılır. Damla kehribar olarak geçen Osmanlı dönemine ait tespihler, 8 ile 10 bin TL arasında satılıyor. Sıkma olan kehribarların fiyatı ise değerine göre 20 bin TL'ye kadar çıkabiliyor. Tespihin insan vücuduna faydası da çok büyük. İlk olarak çekmeye başladığınız da yaptığınız o hareket, psikoloji biliminde kullanıyor. Bugün hangi psikoloji doktoruna gitseniz size stres topu veriyor. Tespihi de aynı hareketle çekiyorsunuz. Zaten kehribarların insan vücudundaki elektriği alma gibi bir özelliği var. Kehribar tespihleri, kolyeleri herkese tavsiye edebiliriz" şeklinde konuştu.