Bilgiç'te engel yok

Engelli olmanın grip olmak gibi bir rahatsızlık olduğunu söyleyen Demirtaş, tedavi edilerek engelli bireylerin topluma kazandırıldığını, meslek sahibi olup topluma fayda sağlayabildiklerini dile getirdi.

Engellilere karşı bilinç hangi seviyede?

Geçmiş zamanlara bakılınca engelli olmak bir suç gibi bulaşıcı hastalık gibi görülmekteydi. Bireyler eğitim alma konusunda, topluma kazandırılma konusunda zorluk çekiyorlardı. Şimdilerde ise her geçtiğimiz gün bu durumu aşıyoruz ve bilincimiz artıyor. Yakın geçmişimize baktığımızda engelli bireyler toplumdan dışlanıyor, evden çıkamayacak kadar soyutlanıyordu. Bu konuya devlet büyükleri, STK'lar ve biz eğitimciler fazlasıyla destek verip engelli olmanın tedavisi olan bir hastalık olduğunu, tedavi edildiğinde ve eğitim verildiğinde bu sorunların ortadan kalkarak engelli bireylerin toplumda yer almasını söz sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir farkındalık yaratıldı. Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. Çok acıdır ki geçtiğimiz yıllarda "engelliler yaşsın, biz özürlümü olduk" diyerek bu günü yok sayıp görmezden geliniyordu. Biz bu günün engel değil bir farkındalık günü olduğunu engelli bireylerin bu toplumda yerinin olduğunu ve bu yerin bizlerden çok daha farklı olduğunu söyledik. STK'lar ve Devletimizin desteğiyle bu durum çıkarılan kanunlarla pozitif ayrımcılık yaratılarak farklı boyuta taşındı. Pozitif ayrımcılık yapılarak Engelli bireyler topluma kazandırılarak devlet daireleri ve özel sektörde kendilerine yer buldu. Bizlerin amacı engelli bireylerin eğitimi ve bu konunun toplumda öneminin çok daha fazla olduğunu duyurarak engelli bireylerin iş ve meslek sahibi olmalarını sağlamak.

Engelli bireylerin karşılaştığı sorunlar neler?

En büyük sorun eğitim. Bireyler ne de olsa engelli denilerek eğitimle bu sorunun çözüleceğinin farkında değiller. Eğitim almayan engelliler hayatla mücadele konusunda aileleri olmadan başarılı olamayacaklarını bilmiyorlar. Bizler engel ne olursa olsun eğitim verildiğinde bireylerin hayata kendi çabalarıyla tutunabileceklerini, yaşamlarını sürdürebileceklerini biliyoruz. Engel durumu ne olursa olsun ister zihinsel ister bedensel. Eğitim olduğu takdirde bu sorunlar çözülebiliyor. Biz bu eğitimlerin başarılı sonuçlarına şahit olduk. Yaptığımız kaynaştırma eğitimleriyle öğrencilerimiz devlet okullarında diğer bireylerle eğitim alıyor ve yaşam boyu karşılarına çıkabilecek zorlukları normal kişiler gibi algılayıp çözüm yolu aramayı öğreniyorlar. Bu eğitimi almış öğrencilerimizden biri olan Muharrem Candan, bu kaynaştırma eğitimleri sayesinde Yakma Dağlama Sanatını öğrenerek belgeli olarak bu sanatı icra ediyor. Yakma Dağlama Sanatıyla yaptığı eserleri sergiliyor. 9 Aralık günü 5. Sergisini açacak olan Muharrem bu eğitimlerin başarı sağladığının en güzel örneklerinden biri. Kısa olarak özetleyecek olursak eğer Engelli bireylerin en büyük sorunu toplum bilincinin az olması ve eğitimsizlik diye söyleyebiliriz.

Engellilerin hayatını kolaylaştırmak için neler yapılmalı?

Her şeyin başı olduğu gibi bu konuda da ilk söylenecek söz "eğitim şart". Şimdilerde devletimiz, STK'lar ve bizler karşılaşılacak sorunların çözümü konusunda birlikte çalışmalar yürütüyoruz. Devlet özel eğitim kurumlarını destekliyor, bireylerin tedavi olmalarını teşvik ediyor. Yapılan tedavinin ve alınacak eğitim masraflarını devlet karşılıyor. Haftada 8 saat bireysel, 4 saatte grup eğitim olarak belirlenen tedaviyi devlet destekliyor. Bu süreç haricinde aileler maddi imkanları el verdikçe çocuklarını getirip daha fazla eğitim görmelerini daha hızlı iyileşmelerini sağlıyor. Bizim verdiğimiz eğitimin yanında bedensel engelli bireyler için fizik tedavi almaları kesinlikle şart. Bunların yanı sıra Rehabilitasyon İyileştirme adıyla engellinin psikolojik tedavisi ve rehberlik eğitim tedavisi de verilmeli. Tedavi ve eğitimler tamamlandığında engelli bireyler için engel kalmamış olacaktır.

Günlük hayatta karşılaşılan sorunlar neler?

Öncelikle manevi sorunlar bizlere ulaşan kısmın en büyüğü. Neden böyle oldu? Neyin vardı? Toplu taşımadan tutun alışveriş merkezlerine kadar engelli bireyler dışlanıyor, istenmiyor ve yerli yersiz sorularla karşı karşıya kalıyorlar. Ailelerin şikayet etmekten ziyade sitemleri var. Bizler çocuklarımızı topluma kazandırmak için çabalarken toplumun onları engeliyle kabul edip, engelini yok etmek yerine dışlamaya çalışmaları aileleri derinden üzüyor. Bu konuda çok fazla çalışma sürdürüyoruz. Devlet okullarında kaynaştırma eğitimlerine gönderiyor, engelli bireylerin özgüven eksikliğini tamamlamalarını sağlıyoruz. Devlet okulları engelli öğrencileri kabul etmiyor. Öğretmenlerinden yöneticilerine kadar herkes engelli bireylerin o okulda yerinin olmadığını düşünüyordu. Bizler bu ön yargıyı kırıp onlardan farklarının olmadığını sadece tedaviye ihtiyaçları olduğunu aşılamayı hedefliyoruz.  Bu sorun hala çok fazla karşımıza çıkıyor ve bizler vazgeçmeden yılmadan çözüm yolu arayarak, çocuklarımızı bu okullara gönderip adaptasyon sürecinin olumlu yönlerini izliyoruz.

Engel biz miyiz yoksa engel onlarda mı?

Engel bizde, onlarında engel yok.  Bizler onlara engel teşkil ediyor, engel koyuyoruz. Bizler eğitim düzeyimizi yükseltmedikçe engel olmaya devam edeceğiz. Toplum bilincini aşılamak konusunda eksiklerimiz var. Biz eğitimcilere fırsat verilerek seminerler düzenleyebilir, eğitimler verebilir ve bu bilinci aşılamaya yardımcı olabiliriz. Özel okullar ve özel sektörden talep geliyor. Bizlere engelleri aşma konusu üzerinden seminer düzenleyebilir misiniz diye. Bu durum ziyadesiyle mutluluk veriyor. Talepler doğrultusunda hiçbir şeyin engel olmadığını, engeli bizlerin oluşturduğumuzu anlatıyor, zorlukları aşma konusunda bilgilendirme yapıyoruz. Bizim istediğimiz sadece eğitim kurumları yada özel sektör firmalarıyla kısıtlı kalmamak. Resmi devlet kurumları da bu konuya vakıf olsunlar. Onlarda seminerler düzenlesin ve biz bu seminerlerde yer alıp nasıl engel olmayacağımızı anlatalım. Toplumumuzu bunun farkına varmayı öğretirsek ve gösterirsek ne biz engel oluruz nede engelli bireyler toplum yaşamından soyutlanmış olur.