Dünya'nın Güneş karşısındaki 23° 27''lık eğik duruşu, bugün takvimlerin en uzun geceyi göstermesine neden oluyor. Sanılanın aksine bir ekinoks (gece-gündüz eşitliği) değil, 'gündönümü' olan 21 Aralık'ta, Güneş ışınları Oğlak Dönencesi'ne dik açıyla düşer. Bu doğa olayıyla birlikte Kuzey Yarım Küre'de kış mevsimi resmen başlarken, güneş ışınlarının en dar açıyla geldiği bu gün, yılın en kısa gündüzünü de beraberinde getirir.
Haber Giriş Tarihi: 21.12.2025 15:46
Haber Güncellenme Tarihi: 21.12.2025 16:45
Kaynak:
Haber Merkezi
Eksen eğikliğinin bir sonucu olarak yaşanan 21 Aralık, sadece bir saat farkından ibaret değildir; bu tarih ekosistemin kış döngüsüne girdiği bir milattır.
Güneş’in gökyüzünde en alçak yayı çizdiği bugün, gölge boylarının en uzun seviyeye ulaşmasıyla görsel bir şölene dönüşür.
Güney Yarım Küre yazın en sıcak günlerini karşılarken, Kuzey Yarım Küre için en soğuk ve karanlık günlerin kapısı aralanır. Bu astronomik olay, bitkilerin büyüme hızından canlıların biyolojik saatine kadar tüm yaşamı etkileyen bir ritim değişikliğidir.
21 ARALIK EKOSİSTEMİ NASIL ŞEKİLLENDİRİYOR?
21 Aralık, yeryüzündeki yaşamın vites küçülttüğü stratejik bir tarihtir. Güneş ışığının en az seviyeye inmesiyle birlikte bitkiler, enerjilerini köklerinde saklayarak büyüme hızlarını minimuma indirir. Hayvanlar dünyasında ise bu tarih, göç yollarının tamamlandığı veya kış uykusunun derinleştiği bir 'hayatta kalma' evresidir. Atmosferdeki soğuk hava kütlelerinin hakimiyet kazanmasıyla birlikte yağışlar yağmurdan kar kristallerine dönerken, toprak gelecek bahar için ihtiyaç duyduğu nemi ve dinlenme süresini bu dönemde kazanmaya başlar.
UZUN GECELERİN RUH SAĞLIĞIMIZA ETKİLERİ…
Işığın azaldığı bu dönemde, insan biyolojisi de çevreye uyum sağlamaya çalışır. Serotonin seviyelerindeki değişimler 'mevsimsel huzursuzluk' dediğimiz duygudurum dalgalanmalarını tetikleyebilirken, D vitamini sentezinin azalması fiziksel direnci etkileyebilir. Melatonin hormonunun daha erken salgılanmasıyla uyku döngümüz öne çekilir; bu durum aslında bedenin bize verdiği 'yavaşla ve dinlen' mesajıdır. Bu dönemi bir kayıp değil, zihinsel bir nadas süreci olarak görmek; içe dönmek ve ruhsal bir yenilenme yaşamak için eşsiz bir fırsattır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
21 Aralık'ta bizi ne bekliyor?
Dünya'nın Güneş karşısındaki 23° 27''lık eğik duruşu, bugün takvimlerin en uzun geceyi göstermesine neden oluyor. Sanılanın aksine bir ekinoks (gece-gündüz eşitliği) değil, 'gündönümü' olan 21 Aralık'ta, Güneş ışınları Oğlak Dönencesi'ne dik açıyla düşer. Bu doğa olayıyla birlikte Kuzey Yarım Küre'de kış mevsimi resmen başlarken, güneş ışınlarının en dar açıyla geldiği bu gün, yılın en kısa gündüzünü de beraberinde getirir.
Eksen eğikliğinin bir sonucu olarak yaşanan 21 Aralık, sadece bir saat farkından ibaret değildir; bu tarih ekosistemin kış döngüsüne girdiği bir milattır.
Güneş’in gökyüzünde en alçak yayı çizdiği bugün, gölge boylarının en uzun seviyeye ulaşmasıyla görsel bir şölene dönüşür.
Güney Yarım Küre yazın en sıcak günlerini karşılarken, Kuzey Yarım Küre için en soğuk ve karanlık günlerin kapısı aralanır. Bu astronomik olay, bitkilerin büyüme hızından canlıların biyolojik saatine kadar tüm yaşamı etkileyen bir ritim değişikliğidir.
21 ARALIK EKOSİSTEMİ NASIL ŞEKİLLENDİRİYOR?
21 Aralık, yeryüzündeki yaşamın vites küçülttüğü stratejik bir tarihtir. Güneş ışığının en az seviyeye inmesiyle birlikte bitkiler, enerjilerini köklerinde saklayarak büyüme hızlarını minimuma indirir. Hayvanlar dünyasında ise bu tarih, göç yollarının tamamlandığı veya kış uykusunun derinleştiği bir 'hayatta kalma' evresidir. Atmosferdeki soğuk hava kütlelerinin hakimiyet kazanmasıyla birlikte yağışlar yağmurdan kar kristallerine dönerken, toprak gelecek bahar için ihtiyaç duyduğu nemi ve dinlenme süresini bu dönemde kazanmaya başlar.
UZUN GECELERİN RUH SAĞLIĞIMIZA ETKİLERİ…
Işığın azaldığı bu dönemde, insan biyolojisi de çevreye uyum sağlamaya çalışır. Serotonin seviyelerindeki değişimler 'mevsimsel huzursuzluk' dediğimiz duygudurum dalgalanmalarını tetikleyebilirken, D vitamini sentezinin azalması fiziksel direnci etkileyebilir. Melatonin hormonunun daha erken salgılanmasıyla uyku döngümüz öne çekilir; bu durum aslında bedenin bize verdiği 'yavaşla ve dinlen' mesajıdır. Bu dönemi bir kayıp değil, zihinsel bir nadas süreci olarak görmek; içe dönmek ve ruhsal bir yenilenme yaşamak için eşsiz bir fırsattır.
Kaynak: Haber Merkezi
Son Haberler
Bursaspor Başkanı Çelik'ten transfer müjdesi!
Bursa’da elektrik kesintisine karşı vatandaşlar uyarıldı! 21 Aralık 2025
Selçuk Türkoğlu’ndan TBMM’de Bursaspor çıkışı!