'Derya ile fit olun'

Emel DEMİR

Kendinizden biraz bahseder misiniz?

Tabii. 1970 İstanbul doğumluyum. Uzun yıllardır ailemle Avusturya' da yaşıyorum. Burada bulunduğum eyalete bağlı Anaokulu öğretmenliği okuluna gittim. 15 ve 10 yaşlarında iki oğlum 4,5 yaşında da bir kızım var. Sporu, doğayı, bahçemle uğraşmayı, kitapları ve yazmayı çok seviyorum.

Bloggerlık nedir?

Bana göre bloggerlık, insanın kendine ait tek kişilik bir dergi ya da gazete çıkarması gibi. Burada belirli firma ya da bağımsız ürünlerin tanıtımlarını yapılabilir, kişisel özgün yazılar paylaşılabilir, deneyimlerinizden ya da seyahatlerinizden bahsedebilirsiniz. Benim de özellikle hanımlara yönelik sağlıklı yaşam bilgilerini paylaştığım bir bloğum ve tamamen kafama göre kişisel yazılarımı, okuduklarımı, bahçedeki çalışmalarımı paylaştığım ikinci bir bloğum var. İkisi de hobi bloğu.

Blog yazmaya neden başladınız? Bloğunuzu ne zaman açtınız nasıl başladı yolculuğunuz?

Aslında ben yıllardır amatörce yazılar yazıyordum. Bunları blog gibi kalıcı bir mecrada biriktirmek güzel oldu. Ayrıca benimle aynı duyguları paylaşan birçok dost edindim blog dünyasında. Spor bloğuma gelince onun hikayesi biraz daha uzun. Ben hep hareket etmeyi seven bir insandım. İkinci oğlumun doğumundan sonra aniden rahatsızlandım. Aşırı yorgunluk, bir ayda 10 kilo birden kilo artışı, saç dökülmesi, sinirlilik, unutkanlık, kabızlık gibi sorunlarım oldu. Durduğum yerde uyukluyordum. Haşimoto tiroit teşhisi kondu. Tedavinin yanı sıra aldığım kiloları vermek ve sağlıklı olabilmek adına hareket etmek istiyordum ancak evde iki küçük çocukla zor oluyordu. Yaşadığım ülkede de ağır kış şartları, bazen haftalarca yağan yağmur çok sevdiğim yürüyüşlerimi her gün yapmama engeldi. Bir düzen tutturamadım. Kızımın doğumundan sonra artık bu duruma köklü bir çare aramaya başladım. İnternette gezinirken bir kadın forumunda evde yapılabilecek birçok spor olanağı olduğunu gördüm. Leslie Sansone ile evde yürüyüş hemen dikkatimi çekti ve uygulamaya başladım. Kilolarımı çabucak verince, spor konusuna iyice ilgim arttı. Araştırdıkça öğrenip kendimi geliştirmeye başladım. Bir baktım ki forumda herkese yardım eder hale gelmişim. Verdiğim tavsiyeler ve yönlendirmelerimle 20-30 kilo verenler oldu. Devamlı takipçilerimin kendine ait bir yerin olsa bildiklerini paylaşsan demeleri ile bu fikir gelişmeye başladı. Böylece 2015 Haziranında bloğumu açtım. İyi ki de açmışım bir yıldır bloğum aracılığıyla da benim gibi evinde ve kısıtlı imkanlarla spor yapmaya çalışan kadınlara yardımcı oluyorum.

Spor sizin hayatınızda neleri değiştirdi?

Spor sağlığıma kavuşmamı, bir kadın olarak özgüvenimin yerine gelmesini sağladı. Her ne kadar önemli değil desek de biz hanımlar için kendimizi iyi hissetmemiz, istediğimiz kıyafeti giyebilmemiz çok önemli. Spor yaparken mutlu oluyorum. Tabii rahatsızlığıma da çok çok iyi geldi.

Spor ve beslenme insan hayatı için neden önemli?

Aslında spor hayatımızda bir lüks değil gereklilik. Sağlıklı ve fit olmak, yaşlılıkta kemik erimesi, kamburluk, menopoz problemleri gibi sorunları daha rahatlıkla yenmemizi sağlıyor. Sağlıklı beslenme de aynı şekilde kanserden, şekere, tansiyon kadar birçok rahatsızlığı önlüyor.

Bloğunuzda nasıl bilgiler veriyorsunuz? Ne kadar takipçiniz var?

Bloğumda tiroitle ilgili kendi deneyimlerim ve araştırmalarımdan edindiğim bilgiler, evde spor olanakları, sağlıklı beslenme, hamilelik ve doğum sonrasında spor, çocuklarla spor imkanları gibi geniş bir yelpazede bilgiler veriyorum. Tabii en çok takip edenler kadınlar. Ama erkek takipçilerim de var. Bloğumun devamlı takipçilerine spor programı örnekleri hazırlayıp yardımcı da oluyorum. Tabii ki tamamen ücretsiz...

Özellikle Ramazan ayında spor yapan insanların günlük planları değişmeli mi? Spora Ramazan sürecinde ara verilmeli mi? Ramazan ayında spor yapanlara önerileriniz nelerdir?

Ramazanda ara verilmesi gerektiğini düşünmüyorum. Ama ağır sporlardan kaçınıp biraz daha hafif tempolu sporlar yapılabilir. Terletip su ihtiyacı olacağından sorun yaşanabilir. Gün içinde hafif kas çalışmaları, iftar sonrası yürüyüş gibi hem o dönemde kilo almamızı engelleyecek hem de vücudu zorlamayacak şeyler tercih edilebilir.

Sizce insanlar bloggerlara güveniyorlar mı? Yani size uzman gibi yaklaşıyorlar mı?

Ben kendi adıma konuşacak olursam benim okurlarım bana güveniyor. Çünkü biliyorlar ki asla ve asla sağlık bozacak bir öneri vermem mümkün değil. Bir fitness modeli değil, aralarından biri bir anneyim. Aynen onlar gibi kendi imkânlarımla sporumu yapmaya çalışıyor ve başarıyorum. Yani imkânsızı sunmuyorum. Yapılabilecek şeyler öneriyorum. Bir de verdiğim bilgiler çok iyi araştırıyorum ki arkasında durabileyim. Hem gelen sorulara hem eleştirilere yanıt verebilmem şart... Uzman gibi yaklaşmalarına gerek yok zaten iddiam da değil bu. Bir avantajım birkaç yabancı dili rahatlıkla konuşabildiğim için tüm dünyadan bilgilere ulaşıp bunlara bloğumda yer verebilme imkânım var. Tabii youtube da videoları yayınlanan tanınmış çalıştırıcılara da yazıp soru yöneltiyorum. O kadar nazikler ki sorumu yanıtsız bırakan olmadı. Bir de çok ulaşılabilir bir insanım. Okurlarımla samimi, içten bir iletişim kurduğumu düşünüyorum.

Takip ettiğiniz bloglar var mı?

Tabii olmaz mı? Ama spor bloğu derseniz değil de çeşitli konulara ilgim olduğu için kitap, film, kozmetik, yemek gibi blogları takip ediyorum. İsim vermeyeyim arkadaşlarım alınmasın ama gerçekten çok profesyonel bloglar var ülkemizde ve ne yazık ki dünyadaki değeri göremiyorlar. Spor konusunda yabancı yayınları okuyorum. Türkiye' de olanı insanlar zaten açıp okuyabilir.

Bloğunuzun aldığı tepkilerden memnun musunuz? Nasıl soru ve tepkiler alıyorsunuz?

Genelde memnunum. Kafalarına takılan her konuyu soruyorlar. Bildiklerimi yanıtlıyorum, çok takıldığım yerde daha önce bahsettiğim sporculara sorup öğreniyorum. Eleştiri henüz bloğuma gelmedi. İnstagram hesabımda bir iki kere eleştirenler oldu ancak yönelttikleri eleştiride nerede hatam olduğunu belirtmelerini ve doğrusunu anlatmalarını rica edince dönüş yapmadılar. İnsanları eleştirmek çok kolay, özellikle de internet ortamında. Ama bunu yaparken sizin de doğrusunu biliyor olmanız gerekiyor. Ben verdiğim bilgilerin doğruluğuna güveniyorum. O bilgi bloğuma gelen kadar ben dersimi çok iyi çalışmış oluyorum.

Bloğunuzda yer alan yazı ve paylaşımlar kendi deneyimleriniz mi yoksa diğer paylaşımlardan mı alıyorsunuz?

Videoları uyguladıktan sonra paylaşıyorum. Hatta en son paylaştığım topuklu ayakkabı ile yapılan bir video vardı. Okurlarla aramızda espri konusu oldu. Çeviri yazdıysam belirtiyorum ama genelde birçok kaynaktan konuyu araştırıp kendi yazımı oluşturmayı tercih ediyorum. Bazen bir gıda veya beslenme şekli ile ilgili, bazen de kullandığım herhangi bir ürün konusunda ise tabii ki kendi deneyimlerimi paylaşıyorum.

Sizce kilo vermek için spor şart mı? Bu konuda okuyucularımıza önerileriniz var mı?

Kilo diyetle de verilir. Ancak vücudum sıkılaşsın sarkma olmasın diyorsanız spor şart. Şunu önerebilirim: Aşırı spor en iyisidir diye bir şey yok. Fazlası strese ve kortizol hormonunun artmasına yol açar ki bu da sağlığımız için iyi değildir. Ayrıca da göbek yağı yapar. Bir de mutlaka kasları güçlendirsinler. Kaslar güçlendikçe deride sarkma kalmaz. Hanımların erkekler gibi kaslı olması zaten çok zor korkmaya gerek yok bu konuda. Aşırı spordan ziyade düzenli spor tercih edilmeli.

Spor nasıl alışkanlık haline getirilir?

Düşünce şeklimizi değiştirerek sporu alışkanlık haline getirebiliriz. Lüks değil de hayatımızın bir parçası olarak görerek. Ben kendime haftalık plan yaparım. Yapılacak işler, randevular, spor hepsi yer alır. Hasta olunca ilaç alıyoruz sağlıklı olmak için az üşeniyorum şimdi demiyoruz. İnsan zamanla alışıp bırakamıyor zaten.