Tüm hakimler asıl hakimi hatırlatır bize

Üç hakimin hükmünde hata aranmaz der merhum Nurettin Topçu ve şöyle sıralar: "kalbin, kaderin ve ölümün"

Birbirinden ayrılamaz bağlarla bağlı bir sıralama diye düşündüren bir söz bu.

Kalbin ahlaklı ve feraset üzerine güzel niyetle hareket etmesi, kaderin ve ölümün de ahlaklı şekilde neticelenmesi sonucunu doğurur öyle değil mi?

Hani sözlerin en güzelini söyleyen peygamberimizin buyurduğu gibi "Şüphesiz ki bedende bir parça vardır; o düzgün olursa bedenin tamamı düzgün olur, o bozuk olursa bedenin tamamı bozuk olur. Dikkat ediniz ki o kalptir."  (C.Sağir Buhari-iman)

Kalbin ve niyetin düzgünlüğü önce yaşamını yani kaderini, sonra da ölümünü yani sonunu güzelleştirir. Ebedi alemin güzelliğini isteyen bu dünyayı da güzel yaşamanın bedeli ile olur. Kalp nasıl ki rüzgar gibidir hissedilir fakat içindeki niyetler gösterilemez ise, işte rüzgarın dalları nasıl şiddetle sarstığını görür rüzgarı sebep biliriz.

Hayat yaşantımızı ve ölüm akıbetimizi de kalbimiz ve niyetimizde görüp hissederiz. Dallarımız sarsıldıkça kendimize gelir sebebi hatırlarız. Sıkıntılar yaşadıkça sabrı, huzur ve ferahlık anlarımızda şükrü hatırlarız. Sabır da şükür de kulluğumuzu hatırlatır bize.

Sarsıldıkça etrafına güzel kokular saçan fesleğen olmanın başlangıcı güzel bir saksıya ekilmekle başlar. Sonra düzgün bir toprak, iyi bir güneş ışığı ve düzenli sulama ile devam eder. Kul olmanın başlangıcı saksıya yani hakiki bir imana sahip olduktan sonra kalbin güneşini ve suyunu, niyetini ve zikrini kavi tutmakla elde edilir Allah'ın izniyle.

Üç hakim olan kalp, kader ve ölüm asıl hakim olan Allah'ı hatırlatır bize.