Tahammül

Bazı güzel hasletler vardır ki; bunlar mü'mini ruh aynasında olduğu gibi dimdik gösterir. Bunlardan biri de tahammüldür ki; tahammül ruhun bir melekesidir, güzel bir huyudur. Dayanılması güç ve nefse ağır gelen şeylere katlanmak ancak tahammül ile olur. Bir hakkı müdafaa ve muhafaza etmek için gösterilen sebat ancak bu şekilde mümkündür.

Bazı sıkıntılar vardır ki, kulun irade ve gücünü aşar. Böyle felaketler başa geldiği zaman isyana ve dehşete kapılmadan, halinden sürekli şikayet etmeden takdir-i ilahiye razı olup sabretmek, başa gelene tedbir ve tahammülü yoldaş edinerek içinde bulunduğumuz duruma katlanmak mümin olmanın özelliklerindendir.

Biz insanlar hayat boyunca, bolluk veya yokluk içinde kalabilir, sağlıklı iken hastalanır, sel, deprem, yangın gibi felaketlerle karşılaşabilir, bütün bu durumlarda insanın en büyük dayanağı tahammül ve sabırdır. Aksine davranış, insanı Allah Teâlâ'ya isyana ve nankörlüğe sürükler değil mi?

Hepimiz farklı bir imtihan içerisinde evlerimize hapsolduğumuzu düşünerek yaşarken, hata edip gaflet ve tembellik zindanlarına girmeyelim. Tedbir ve tevekkülü elden bırakmadan, faydalı işler peşine düşelim inşaAllah.

Büyüklerimizin çok sevdiğim bir sözü vardır;

"Biz seferden sorumluyuz, zaferden değil."

Biz kadere inanır ve başımıza gelen her güzel ve güç durumların Allah'tan geldiğini bilir, ancak boş durmaz ve tedbirsizlik etmez isek, zafer muhakkak bizimdir.

Fakat aksini, yani "Allah dilerse beni rızıklandırır" diye çalışmadan boş durursak, "Allah dilemeden beni kimse hasta edemez" diye düşünüp tedbirsizce kendimizi meydanlara atarsak bu sefer olmaz ki...

Sefere gitmeden zafer bizi nasıl bulsun?

Tedbirsizlikle korunma,

Tembellikle başarı mümkün müdür?

Hayır aksine bu bela ve musibete, cahillik ve gaflete düşmek olur.

İçinde bulunduğumuz durum hiç kolay değil amenna... Ama büyük bir uyarı.

İlahi bir imkan. Zaman verilmiş bir muhasebe olarak görmeli bu durumu.

Sağlık ve selametle...