Önce tedbir sonra takdir

"Kul; kendi tedbirinden çok Allah'ın takdirine güvendiği zaman peygamberlerin makamına erişmiş olacaktır" buyuruyor büyüklerimiz. Ne zamanki her amelin kendi yapıp ettiklerinin sebebi ile başına geldiğini bilir, sonra da Allah'ın takdirine boyun eğmek gibi bir büyüklükte bulunursa makamının yüceliğini de fark eder. Bazen beklenmedik bir hastalık, kaza, felaket, afet gelmeden başımıza, tedbirin ne derece önemli olduğunu fark edemez oluyoruz.

Önce tedbir, sonra takdir...

Tedbirden sonra gelen takdir, Müslümanlar için asla bir tembellik kapısı değildir. Her başlayacağı, yapmak istediği işin başında Müslüman önceden gerekli maddi tedbirleri alacak, ondan sonra âlemlerine Rabbine tevekkül edecektir. Herkes çalışıp bir şey ile meşgul olurken, biz hiçbir şey yapmadan tevekkül ediyorum, Allah'ın takdirine güveniyorum diyerek tembel tembel oturursak yaptığımız davranışın bize bir kazanç sağlamayacağını bilmeliyiz.

Allah-ü Teâlâ, kimseye muhtaç olmadan rahat içinde yaşayabilmemiz için çalışmayı, hasta olmamak için sağlığımıza dikkat edip korunmayı, başımıza bir musibet, kaza bela gelmeden önce tedbir almayı bize çözüm kılmıştır. Sonrası takdiri ilahi...

Allah (CC) dilemedikçe hiç kimseye zarar gelmez. Cenab-ı Hakk şöyle buyurur: "Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine O'ndan başka giderecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, O'nun keremini geri çevirecek yoktur. O hayrını kullarından dilediğine eriştirir. Ve O, bağışlayandır, esirgeyendir." (Yunus Suresi)

Tedbirden sonra takdire dayanan kullardan olmak niyazı ile...