Hava Durumu

İlk derdimiz iman olsaydı, başka derdimiz olur muydu?

Yazının Giriş Tarihi: 14.10.2018 07:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.10.2018 07:06

Bizim kalemimizin mürekkebi iman kelimesini anlatmaya yetmez lakin, özeleştiri yaparken, iman kurtarma derdinde olmamız gereken ahir zamanda ilk ve tek derdimiz iman olsaydı, başka derdimiz olur muydu acaba? diye düşünmeden edemiyorum.

Hesap verme makamında buradan ileriye geçebilmemiz için bu dünyadan ayrılmadan hakiki inancı yüreğimizde hissetmek ve imanlı ölebilmek nasip olacak mı? Bilemiyoruz... Çocukken ezberlediğimiz 6 şartı olan imanı sayabiliyor olmamız, bizi cennete götürmeye bilet olarak yetecek mi? Kalbin tasdiki ve dilin ikrarı tam olsaydı, "Ey iman edenler, iman ediniz" sözü bize yeniden gelir miydi?

Ödevini, görevini, sorumluluğunu yerine getirmiş bir öğrenciye yeniden ödevini yap demenin sebebi olmalı...

İmanı hayatımızın her anına yayabilirsek eğer, iman etmiş olacağız. Biz zamana ayak uyduralım derken imanımızı kaybetme tehlikesi yaşıyoruz. İman kalbin tasdiki ve dilin ikrarıydı. Bunu camide veya beş vakit namaz esnasında hakikatle uyguluyoruz. Tahkiki bir imanla namazımızı eda ediyoruz. Cami, mevlüt, sohbet gibi Rabbimizi andığımız mekanlarda tecdidi bir imanla haykırıyoruz müslüman olduğumuzu. Sonra dünya işlerine döndüğümüzde taklidi bir imana dönüşmüyor mu inancımız? Az önce namaz esnasında gönülden iman ettik de, sonra dışarı çıkınca kul hakkı gözetmeksizin yalan, gıybet, iftira, haksızlık, kavga vs... ile bozduk mu imanımızı? Gevşedik mi kurallar karşısında? Yeniden kalpleri kontrol ederek, İmanı yeniden yerleştirmek gerek gönüllere. Biz iman ettik sözünü uyguladığımızda hayatımıza,  her an hatırladığımızda misafir olduğumuzu dünyada, son nefesimizde yaşadığımız hayata yakışır biçimde ebedi aleme göçeceğimizi bilmek bizi endişelendirmeli. 

'Acaba tahkiki bir iman halindeyken Rabbimin huzuruna gidebilecek miyim?' sözü kalbimizi iman konusunda diri tutabilmeli. Sadece ibadetler esnasında değil, Rabbimizin bizi her an gördüğü ve kontrol ettiği bilincinde yaşadığımızda tahkiki imana erişmiz olacağız. Derdimiz iman kurtarmak olmalı... Önce kendi nefsimizin sonra  neslimizin imanını kontrol etme çabalarımız olmalı.

İmanımız, amelimizle birlikte yürümeli!

Camideki müslümanlığımız, ticarette de devam etmeli, zulüm karşısında da devrilmemeli.

İmanımızı cennet karşılığında, pazarlık etmeden sürdürebilirsek müslümanız biz. Makamımız, mevkimiz yükselsin diye değil, imanımız artsın diye ilimle meşgul olabilirsek, malımız, ticaretimiz artsın diye değil, merhametimiz çoğalsın diye sadaka verebilirsek, desinler, bilsinler, görsünler, beğensinler putlarını İbrahimce bir cesaretle yıkabilirsek son nefesteki imana talip olmuş olacağız. Aklımızla kalbimiz, dilimizde suretimiz bir yürümeli.

Bize dışımızdan pervasızca kurulan tuzaklarla düşmeden bir Selmanı Farisin zekasıyla kendi hendeklerimizi iman kurtarma savaşındaki galibiyeti umarak kazabilmeli...

Bize zarar ulaşamadan, iman, ibadet, hayır hasenat gibi amellerimize iblis zarar veremeden, şehadeti yudumlayarak, "ey iman edenler" diye uyandırılma ümidi ile ölmeden önce ruhlarımızı diriltmeli...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.