Türk halkına merhamet yakışır!

Hayvanlara yönelik işkence olayları son zamanlarda ardı arakası kesilmez bir şekilde artmaya başladı.

Verilen cezalar canilerin yüzünü güldürürken, bizim gibi hayvan severleri bir hayli kızdırıyor.

Caydırıcılığı olmayan cezalar yüzünden yaptıkları yanlarına kar kalıyor.

Bizler ise neden, niçin diyerek kahroluyoruz.

Pandemi döneminde de maalesef kulaktan dolma bilgiler nedeniyle bazı vatandaşlar korona virüsün hayvanlardan bulaşacağına inanarak, evlerinde besledikleri kedi, köpekleri sokağa attılar.

Oysaki çocuklarınız sevinsin, keyfim yerine gelsin diye değil de, en iyi dostum diyebileceğiniz, hiçbir zararı olmayan 'canları' bir köşeye eşya gibi atmak vicdanlara sığamıyor.

Kısıtlamalar nedeniyle milyonlar evdeyken, sokak hayvanları aç kalmasın diye belediyeler ve hayvan severler el ele verdi.

Kısıtlamadan muaf olmayanlar izin kağıdı alarak şehrin belirli noktalarına mama ve su bırakarak can dostlarını unutmadı.

Türk polisi ise hayvanlara yönelik sonsuz sevgilerini bir kez daha gösterdi.

Virüsten artan vaka ve ölümler nedeniyle yeniden devreye alınan hafta sonu kısıtlamasında Bursa'nın en işlek caddesinde trafik polisinin köpeğe şefkat göstermesi içimizi bir kez daha ısıttı.

Geçmiş yıllardaki operasyonlarda Türk askeri ve polisinin çocuklara ve hayvanlara yönelik merhameti ise dünyaya nam salmıştı.

Şimdi tam zamanı!

Başımıza gelen onca felaketten ders çıkaralım.

Seslerini çıkaramayan, yardım isteyemeyen can dostlarına yönelik yapılan işkencelerin durdurulması için canla başla çalışmalıyız.

Tedbirleri, en önemlisi merhamet tohumlarını yeşertmek için vatandaşlar daha fazla bilgilendirilmesi gerekiyor.

Daha fazla can yanmasın, gözyaşları akmasın...