SREBRENİTSA...

SREBRENİTSA büyük harflerle yazılır, acı diye okunur.

11 Temmuz 1995'te 8 binden fazla masum sivil Boşnak Müslüman'ı Birleşmiş Milletler askerlerinin Sırp canileriyle iş birliği ile önce silahsızlaştırıp daha sonra katledilmelerinin yıl dönümü bu sene korona virüs nedeniyle sessiz anıldı.

Sırp Kasap olarak anılan Sırbistan eski başkanı Radovan Karaciç, kurbanlık seçer gibi insanları acımasızca öldürdü.

Müslümanlara yapılan caniliği insan hakları olarak görmeyen BM, dünyanın gözü önünde yapılan katliama göz yumdu. Hem de 'biz sizi koruyacağız' diye diye...

Nerede sizin insanlığınız, vicdanınız!

Dinmeyen acı olan Srebrenitsa'yı unutmayacağız, unutturmayacağız.

Peki, Türkiye o dönemde ne yaptı?

Katliamın olduğu dönem Türkiye'de rahmetli Necmettin Erbakan başbakandı.

Canilerin arkasından her türlü yardımı yapanlar, Müslümanlara gelince ahlanıp vahlanıp yardım etmiyorlardı.

Necmettin Erbakan, Milli Görüş sevdalılarını harekete geçirerek mütevazi yardımları Bosna'ya ulaştırıyor, hatta yardımlarla silah atölyeleri kuruluyor.

Kahraman insan Aliya İzzetbegoviç'e yol gösteriliyor ve sessiz kanılan katliamı dünyaya duyuruyorlar.

Tabi Türkiye'deki Sırp düşünceli, darbe ile terbiye edilmiş şahıslar Bosna'ya yapılan yardım paralarını Erbakan'ın zimmetine geçirdiğini yayarak dava açıyorlar.

Dünyada alçak bitmiyor ki, biz de bitsin!

Gönüllere taht kuran Necmettin Erbakan kendisine atılan iftiralardan dolayı Bosna'ya giden paraların nerelerde kullanıldığını açıklıyor ve ertesi gün cephane atölyeleri acımasız Sırp askerleri tarafından bombalanıyor.

Peki davalardan ne çıkıyor, koca bir hiç...

Çeyrek asır geçse de SREBRENİTSA hiçbir zaman unutulmayacak.

Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç'in dediği gibi:

"-'Bize yapılan soykırımı unutursak bunu bir daha yaşamaya mecburuz, size asla intikam peşinden koşun demiyorum, ama yapılanları da asla unutmayın''

O yüzden gözyaşları dinmedi, dinmeyecek de.

İğrenç düşüncelerini dünyaya yayan, bu ülkede yayılmasına asla izin vermeyeceğimiz sapıklıkları savunmakta geri kalmayan, ırkçılığa göz yuman, yeniden Müslümanlara karşı acımasızca bir yönelim olduğunda "Biz bakmıyoruz, siz katliama devam edin" diyen BM, insanlığını yıllar önce kaybetmiş, zavallı kimselerden oluşan bir topluluktur.