Okullara kayıt parası ödemeyin!

Anayasa'nın 42. Maddesi şöyle der:

"Temel eğitimin ilk kademesi olan ilköğretim, öğrenim çağındaki kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur. Temel ve orta eğitim devlet okullarında parasızdır."

***

Hikmet Uluğbay (1997):  "Velilerden kesinlikle zorunlu bağış adı altında para alınmayacak."

Metin Bostancıoğlu (2000): "Veliden zorunlu bağış alınmayacak. Zaten bu kurala uymayan okul da hemen hemen yok."

Necdet Tekin (2002): "Allah'tan korksunlar. Seyrantepe gibi bir yerde, 2.5 milyar okula kayıt parası istenirse, insanlar güler."

Hüseyin Çelik (2007): "Kaydederken bunu fırsat bilerek alınan kayıt parası diye bir para olmaz."

Nimet Çubukçu (2009): "Velilerimizden okullara kayıt yaptırırken bağış yapmalarının istenmemesini önemle rica ediyorum."

Ömer Dinçer (2012): "Bu sene genelge göndermeyeceğim. Ama kayıt zamanı bağış alan okul yöneticilerine hesap soracağım."

Nabi Avcı (2013): "Kayıt dönemlerinde kesinlikle 'gönüllülük' adı altında bile velilerden bağış, aidat talep edilmeyecek."

İsmet Yılmaz (2017): "Öğrenci velileri bağış yapılmaya zorlanamaz"

***

Yukarıdaki cümleler, geride bıraktığımız çeyrek asırda görev yapan Milli Eğitim bakanlarımıza ait.

Fakat, bu talimatların hiçbiri deyim yerindeyse 'kazınmadı'!

Geçtiğimiz günlerde de şu anki Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk, kayıt parası isteyen okullara yönelik soruşturma başlattığını söyledi.

Bakalım sonucu ne olacak...

***

Biz Sayın Selçuk'un sözlerini milat olarak kabul edip, bundan önceki kayıt parası tarifesine göz atalım...

Rakamlar okula göre değişiklik gösteriyor.

Bursa'daki birçok okulda velilerden talep edilen miktarın; 150-200 TL'den başladığı ifade ediliyor.

500 TL'ye çıkan da varmış.

Eğer ailenin maddi durumu kötüyse, idarecinin inisiyatifine bağlı olarak bir kolaylık sağlanabiliyor.

Bu durum da fakir öğrencilerin rencide olmasına sebep oluyor.

***

Bursa'nın popüler okullarından bazıları ise, kayıt parasını binlerce lira seviyelerine çekmenin yolunu bulmuş!

Şöyle ki;

Bilindiği üzere, ilk ve orta öğretimde bölgesel kayıt sistemi uygulanmaktadır.

Bölgesindeki öğrencilerle sınıfları dolduramayan şehrin merkezindeki bazı okullar için; boş kontenjanlar adeta bir gelir kapısına dönüşüyor.

Bu sayede;

Talep edilen rakamların, özel okullara yaklaştığı yönünde iddialar kulağımıza geliyor.

O dönem gazetemizin yazarı olan Bilal Kayaaltı, 19 Temmuz 2019 tarihinde; merkezdeki bir ortaokulun yöneticisinin, bölgesi dışında yaşayan bir öğrenciyi kaydetmek için, veliden 10 bin TL bağış talep ettiği iddiasını köşesine taşımıştı.

***

Kimse yanlış anlamasın!  

Alınan bu paralar, tamamen okulların ihtiyaçlarına harcanıyor.

Zaten bu sebepten dolayı da, yıllardan beri her iktidar döneminde bu Anayasal ihlal göz ardı ediliyor.

İdareciler de, ödenek yetersizliğini bahane ederek; gönül rahatlığıyla bu taleplerini velilere diretebiliyor.

***

"Burada Anayasal bir ihlal var" dedik ya...

Peki, öğrencilerine yasalar çerçevesinde yaşayan, örnek bireyler olmalarını tembihleyen öğretmenler; bu durum karşısında ne kadar gerçekçi kalıyor?

Ya da 2 dakika derse geç kaldığı için okul idarecisinden azar işiten öğrenci, "Hocam kuralları daha ben okula başlamadan önce siz ihlal ettiniz" derse nasıl bir cevap durumu kurtaracak?

İşte zurnanın zırt dediği nokta da burası...

***

Umarım...

Bakan Selçuk'la birlikte, yeni bir dönemin kapısı aralanır ve kayıt parası kabullenmişliği son bulur.

Elbette, velilerin vereceği birkaç yüz lira, çoğunu maddi olarak bir darboğaza sokmaz.

Fakat...

İş, şekil itibariyle hoş bir durum teşkil etmiyor ve maalesef sosyal devlet anlayışını zedeliyor...