Hava Durumu

Seni gidi eşek sıpası seni

Yazının Giriş Tarihi: 09.05.2020 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.05.2020 06:30

"Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (Gökyüzünde) iki kanadıyla uçan her tür kuş ancak sizin gibi birer ümmettir. Biz Kitap'ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Nihayet (Hepsi) toplanıp Rablerinin huzuruna getirilecekler."  (En'am, 38)

Göklerde ve yerde olanların hepsinin, Mülk'ün sahibini tesbih ettiğini, onlara yaptığımız iyiliğin de kötülüğün de şahidi olacaklarını biliyoruz.

Bunun bilgisiyle yaşayan bir toplumun, Allah'ın yarattığı mahlukâta "canlı" gözüyle değil de, "mal/ eşya" gözüyle bakması mümkün müdür? Ancak mevcut kanunlarımız mal/eşya gözüyle bakıyor.

Şayet bir hayvanın sahibi varsa, hayvancağız eşya olarak kabul ediliyor ve ona yapılan her kötülük eşyaya verilen zarar gibi sayılarak, genelde en fazla 200-300 lira gibi cezalarla geçiştiriliyor.

Daha da fecisi can sahipsizse, örneğin sokak hayvanları "eşya" olarak bile kabul edilmiyor ve onlara yapılan eziyetler ve hatta cinayetler Kabahatler Kanunu çerçevesinde ele alınıyor. O da sosyal medyaya düşen bir vahşet görüntüsüyse ve çok fazla tepki çektiyse gerçekleşiyor.

Pek çok hadis kaynağında, Hz. Peygamber'in hayvanlara iyi davranmayanları, "Hayvanlara gösterdiğiniz muamelede Allah'tan korkmuyor musunuz?" şeklinde uyardığını biliyoruz.

Biz de bir söz vardır,eşşek sıpası seni der öyle severiz çocuklarımızı bazen de kızdığımızda öyle söyleriz.

Eşek sıpaları inanılmaz tatlı canlılardır.

Hangi canlının yavrusu güzel değil ki ?

İll kez sıpa gördüğümde uzunca bir süre tebessüm ettiğimi hatırlıyorum.

Ama bu haftanın gündemini bilenler ve yüreğinde bir damla olsun merhamet taşıyanlar, sıpa kelimesini duyunca tebessüm edemedi. Hatta benim gibi bir gün boyunca sosyal medyada sıpa paylaşımını görmemek için özel bir çaba sarfetmiş olanlar çok fazladır eminim.

Dünya tatlısı bir sıpa annesinin gözü önünde bir cani tarafından köpeğe parçalatıldı. Bunu bir insan (!) sırf kalbi karardığı için yaptırdı ve bu anları  kaydetti, paylaştı. Görüntüler sosyal medyada paylaşılınca toplumda infial yarattı.Haluk Levent twitter paylaşımında ağladığını ifade etti. Bu canilik ne ilk ne de son. Çünkü hayvanları koruyan bir yasa hala yok.

 Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Osmanlı'da elçilik yapan Avusturya diplomatı Ogier Ghiselin de Busbecq şunu anlatır:

"...Venedikli bir kuyumcu kuş tutmaktan hoşlanırdı.

Tuttuğu kuşlar arasında da, bir kuşun kanatlarını gerip evin kapısına astı. Ağzını da bir çöple germişti. Sokaktan gelip geçen Türkler, durdular, kuşa baktılar. Kuşun kımıldadığını, canlı olduğunu görünce, hâline acıdılar.

Zavallı bir kuşa böyle bir işkenceyi yapmanın müthiş bir cinayet olduğunu söylediler. Kuyumcuyu evinden dışarıya çıkarttılar. Ensesinden yakalayıp Kadı'nın huzuruna çıkarttılar.

Kadı ağır bir ceza vereceği sırada, Venedikli azınlığın adlî işlerine bakan bir memur olan Venedik Balyozu gibi biri geldi ve suçlunun kendisine teslimini istedi. Zor belâ kuyumcu bu surette kurtarılabildi."

İnandığımız Allah, örnek aldığımız Peygamber, hayırla andığımız ecdadımız böyle iken sizce bize bu kanunlar yakışıyor mu?

Kanuni Sultan Süleyman döneminden bu yana 500 yıl geçti ve biz hayvan hakları hassasiyeti konusunda ne yazık ki 500 yıl öncesine göre daha gerideyiz.

Hayvan Hakları Kanunu'nun ve Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddelerinin ivedilikle Meclis gündemimize alınmasını ve en sahipsiz sanılanın bile bir sahibi olduğunun cani ruhlulara kanunlarımız çerçevesinde öğretilmesini diliyorum.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.