Hava Durumu

Pandemi bizden neler çaldı?

Yazının Giriş Tarihi: 27.02.2021 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.02.2021 07:30

11 Mart 2020.

İlk Kovid-19 vakasının Türkiye'de ortaya çıktığı gün.

O günden bugüne hayatımızda ne çok şey değişti.

Dilediğimiz saatte dilediğimiz yerde olabilmenin nasıl bir lüks olduğunu bilmiyorduk o güne dek.

Maskesiz dolaşabilmenin ne büyük nimet olduğuna dair en ufak bir fikrimiz yoktu.

Çin'de herkesin maske ile dolaştığı haberleri, bize bir şey olmaz dercesine izliyorduk, hayretle.

Karantina, pandemi, aşı, virüs, mutasyon, filyasyon gibi kelimelere aşina değildik.

Bir kafeye gidip yalnız başına kahve içebilmenin, bir restoranda dostlarla yemek yiyebilmenin, sinemada patlamış mısırımız eşliğinde güzel bir film izleyebilmenin, korkusuzca evde misafir ağırlayabilmenin nasıl değerli olduğunu öğrendik 1 yıl içinde.

Türk Dil Kurumu, özgürlük kelimesini şöyle tanımlıyor:

Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu.

Pandemi bizden özgürlüğümüzü aldı.

Bu yazı sizde kötümser etkiler bıraksın istemiyorum, niyetim sadece son 1 yılda neleri kaybettiğimizi gösterebilmek.

Ben her felaketin içinde şükredebilecek nedenler bulan bir insanım.

Evet pandemi bizden özgürlüğümüzü aldı ama sağlığımızı almadıysa şanslı sayıldığımız bir dönemdeyiz.

Uzun zamandır ya evde ya işte ya markette ya da zorunlu sağlık durumları sebebiyle hastanedeyiz.

Çok sıkıldık biliyorum.

Ama bu sıkıntılarımızı ilişkilerimize de yansıttık. Sanki tüm bu sıkıntıların sebebi ailemiz, sevgilimiz ya da eşimizmiş gibi düşünmeye başladık.

Seninle en son ne zaman şunu yaptık sorularını çokça duymaya başladı çiftler birbirinden.

Sanki kısıtlamalar, pandemi karşı tarafın suçuymuş gibi.

Evin içinde dip dibe duran ailelerin artık birbirine tahammülü kalmadı. Herkes pimi çekilmiş bir bomba misali geziyor.

İster sevgili, ister eş; ister anne, baba, kardeş olsun, herkes daha kolay kırmaya başladı birbirinin gönlünü.

Ah sevgili okuyucular, acılarımızın, sıkıntılarımızın faturasını kimseye hatta kendimize bile çıkartmayalım.

Hiçbirimiz güle oynaya geçirmiyoruz pandemi günlerini. Hafta sonu bol kalabalıklı dağ tatillerine gidecek sorumsuzlukta değilsek ya da hafta sonu mesaisi yapmak zorunda değilsek hepimiz evdeyiz hafta sonları.

Hafta içi akşam 9'da evde olma telaşı bir yana haftanın 5 gününe dünyalar kadar işi sığdırma telaşı bir yana, hele ki kadınlarımızın evde bitiremediği işleri bir yana bırakmak istiyorum ama olmuyor.

Tüm bunların içinde çalışmak zorunda olan insanların eve virüs taşıma korkusundan hiç bahsetmiyorum bile.

Hayatın çok zor olduğu zamanları yaşıyoruz gerçekten.

Kırıp dökmek yerine birbirimize daha sıkı sarılalım, sevdiklerimiz yanımızda olduğu için dua edelim.

Kimsenin de kırgınlık kredisinin sonsuz olmadığını kendimize sık sık hatırlatalım.

Sağlıklı, huzurlu ve mutlu günler dileğiyle.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.