Hava Durumu

Onun adı Naim Süleymanoğlu

Yazının Giriş Tarihi: 15.08.2020 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.08.2020 06:30

T.C. Nüfus Cüzdanımı aldığımda 12 yaşındaydım.

Bakın bende Türk'üm diye okulda herkese kimliğimi göstermiştim.

Dile kolay 8 sene herhangi bir ülkenin vatandaşı olamamak, Bulgaristan'da Türk, Türkiye'de Bulgar diye itilip kakılmak...

Okula kaydolurken yaşanan sorunlar, bir işe başladığında yıllarca sigortasız çalışmak, sağlık hizmetlerinden faydalanamamak...

Bazı şeyler anlatılmaz yaşanır.

Aslında Türkiye'ye gelince de bitmedi sıkıntılar.

Öyle zannedildiği gibi devlet Bulgaristan Göçmenlerine bedava konut vermedi.

Biz canla başla ailecek yıllarca çalıştık.

70 yaşında babaannem, dedem biz çalışamayız demedi.

Naim Süleymanoğlu'nun dediği gibi 'İnsan her şeyini kaybedebilir ama kimliğini kaybetmek hiç kolay değildir.'

O yüzden üniversite tercihlerimin her biri farklı şehirler olsa da değişmeyen tek bir şey vardı o da gitmek istediğim bölümün "Tarih" olmasaydı.

Ben öğrencilerime gerçekleri anlatacaktım.

Yunan Mübadelesi'nde çekilen zulümleri.

Bosna'da katledilen Müslümanların acılarını.

Çin'de Uygur Türklerine yapılan asimilasyonu.

Bulgaristan'da Türklere uygulanan politikaları ve ders kitaplarında olmayan daha nice gerçeği...

Anlattım da...

Naim Süleymanoğlu Cep Herkülü filmini gözyaşlarıyla izledim.

Çünkü ben de Naim gibi ailemden koptum, bunu bize ve yüz binlerce Türk'e Bulgar Hükümeti yaşattı.

Kamplarda Türkler öldürüldü.

Hem de ne için biliyor musunuz?

Türkçe konuşmak, müzik dinlemek, kitap okumak, kendi isimlerini kullanmak, erkek çocuklarını sünnet ettirmek, kurban kesmek, oruç tutmak istedikleri için.

Öyle anıları var ki Türklerin dinleseniz abartı gelir.

Babamın küçüklük fotoğraflarından birinde saçlarını sıfıra vurulmuş olarak görmüştüm.

Neden böyle demiştim ona.

Sebebi arkadaşına sınıfta Türk ismiyle hitap etmesiymiş.

Ceza ise sınıfın ortasında saçlarını sıfıra vurmak.

Yarın ata toprağımız ve doğum yerim olan Bulgaristan'a gideceğim.

Bu kez bir yanım eksik, kolum kanadım kırık.

Annem doktor ihmali sonucu 6 buçuk aydır felç.

Annem ve babam.

Türkiye'ye geldiğinde Bulgaristan'da bana 2 sene bakan dedemi ise geçen sene kaybettik.

Biz 89 muhacirleri hala iki arada bir derede yaşarız.

Hiç bitmez gurbetimiz, çünkü dedelerimiz, ninelerimiz, evlerimiz ve atalarımızın mezarları oradadır.

Göç etmek, hem de zorunlu olarak göç etmek zorunda kalmak, Türkiye'nin herhangi bir yerinden kopup gelmeye benzemez.

Kapıkule'den geçerken her muhacir hala hüzünlenir, çünkü o sınır kapısı yüz binlerce Türk'ün yaşadıklarının izlerini taşır.

Benim de Bulgaristan deyince hala yüreğim sızlar.

Kapıkule'den her geçişimde gözlerim dolar...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.