Katiller aramızda

Geçen haftadan bu yana Türkiye'nin dört bir yanından hayvanlarla ilgili vahşet haberleriyle sarsıldık.

Sapanca'daki olay tüm Türkiye'de duyuldu ve sosyal medya hesaplarında paylaşıldı. Bu olay tam bir vahşetti. Ama atlanılan bir şey vardı. Bu ne ilkti ne de son oldu.

Bir kaç hafta evvel Yürek Sızımız başlığıyla bir yazı yazmıştım."Sızı" köpeği hatırladınız mı? Balıkesir'de patileri kesilmişti. Duyulmadı bile.

Çok geçmeden Sapanca'da Kara Melek "İnsan denilen varlık bu mu?" bakışlarıyla aramızdan ayrıldı.

Tüm Türkiye bu olaydan çok etkilendi. Yasa çıkacağına dair tüm siyasiler ortak bir fikir de birleşti.

Derken Bursa Yıldırım'da bir kedinin patileri kesilmiş halde bulundu. Bu arada da bazı vahşet haberlerini duyduk tabi.

Yıldırım evet yanlış okumuyorsunuz. Yıldırım.

Katil şehrimizde. Katil, Allah'ın yarattığı bir canı alacak gücü görüyor kendinde. Parmağımızdaki ufak bir kesik bile acı verirken, psikolojik rahatsızlığı olan insanlar (!) hayvanlar üzerinde resmen cinayet denemeleri yapıyor ve gerçekleştiriyor. Kimi sapık çıkıyor, kimi ruh hastası. Ama yasa hapis cezasını ya da psikolojik tedaviyi kapsamadığından hepsi aramızda bizlerle birlikte aynı toplumu paylaşıyor. İnanabiliyor musunuz?

Belki komşunuz, belki arkadaşınız, belki işyerinizden biri katil!

Bugün hayvana, yarın insana...

Bursa'da yaşanan olay hem emniyete hem de Cumhuriyet Başsavcılığı'na intikal etti. Umarım suçlu ya da suçlular bulunacak ve ciddi cezalar alacaklar.

Artık hayvan hakları yasasının değişeceğine inancım tam.

Ancak bazı endişelerimi de paylaşmadan edemeyeceğim.

Eğer bu yasa, sivil toplum kuruluşlarına danışılmadan hazırlanırsa ve yürürlüğe konulursa yine bazı eksikliklerin olacağını düşünüyorum. Çünkü sivil toplum kuruluşları, hayvan koruma işini gönüllülükle yapıyor ve göz ardı edilen bir çok detaya hakim.

Yasa hazırlanırken, mutlaka ve mutlaka bir elin nesi var iki elin sesi var mantığıyla hareket edilmeli. Hayvan hakları konusunda gelişmiş ülkelerin yasaları da incelenerek sahipli ve sahipsiz tüm hayvanlara karşı işlenen suçların, paraya çevrilmeyen hapisle cezalandırılması şart. Yeni yasanın belediyeleri de kapsaması gerekiyor ki belediyeler de görevini tam anlamıyla layığıyla yapabilsin ve gerektiğinde ceza alsın.

Hayvan terk etmekten, arabayla bir hayvana çarpanın hastaneye götürmemesi de suç kabul edilmeli ki, birçok vahşetin ve katliamın önüne geçilsin.

İnanın çocuk ve kadın istismarları, cinayetleri azalacak.

Yeter ki yasa Türkiye'ye yakışır bir şekilde fikir alışverişiyle ve ivedilikle hazırlansın. Hazırlansın ki artık katiller aramızda gezmesin. Hayvanlar insanlara "korkarak" bakmasın. Onlar için cehennem insanların yaşadığı dünya olmasın.

Katliam haberleri duymadığımız güzel günlere...