Hayvanlarla yaşayalım

Sabah işe giderken çöp kutularının etrafında olan köpeklerin, çaresizce çöplerin içinde kendine yiyecek arayan kedilerin, camlarınızın önünde bir parça ekmek kırıntısı bulmak için çabalayan kuşların farkında mısınız?

Siz onların yanından geçerken size nasıl ürkekçe baktıklarının, acaba bana zarar verir mi bu insan diye korktuklarının,bugün ne yiyeceğim, acaba su bulabilecek miyim diye her gün yaşam mücadelesi verdiklerinin farkında mısınız?

Onları doğadan alıp evcilleştirdiğimizin, sonra doğayı katlettiğimizin, her yeri betonlaştırıp evcilleştirdiğimiz hayvanları şimdi evimizin etrafında, sokağımızda,mahallemizde istemediğimizin farkında mısınız?

Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün.

Konuşamıyorsunuz, açsınız, kimsesizsiniz ve istenmiyorsunuz...

Bu koşullarda yaşam mücadelesi vermek nasıl olurdu?

Cevap belli:  Elbette ki çok zor. İnsanların hak temelli sorunlar yaşadığı dünyada hayvan olarak yaşamak çok zor.

Her yıl 4 Nisan, sayıları 600 milyona ulaştığı tahmin edilen sokak hayvanlarının durumuna dikkat çekmek için 'Dünya Sokak Hayvanları Günü' olarak kutlanıyor. 33 ülkede kutlanan bugünü her güne yaymak gerekir. Hayvanlar için bir farkındalık günü olan 4 Nisan onlara her zaman değer verilmesi gerektiği konusunda bilinçlenmemiz açısından önemli bir gün.

Hayvansever bir insanın suç işleme oranı çok düşüktür. Bu nedenle birçok ülke bu bilinçte olup, çocuk yaşta hayvan sevgisi kazandırma politikası benimsemiştir. Kuşkusuz ki hepimiz; bitkiler, ağaçlar, hayvanlar, su, toprak gibi doğanın ayrılmaz birer parçasıyız, ancak bazen sadece kendi varlığımızı ve kendi gereksinimlerimizi düşünerek, diğer canlı yaşamını yok sayarak, görmezden gelerek, onların da gereksinimleri olduğunu ve bu gereksinimleri giderebilmek için insana ihtiyaç duyulduğunu unutarak yaşıyoruz.

Sokaklarda yaşayan dostlarımızı unutmayalım ve bu işe kendi sokağımızdan başlayalım. Herkesin gözünü sokaklardaki mama ve su kaplarına alıştıralım. Herkese bunun vicdani bir görev olduğunu öğretelim. Her şeyden önce 'satın alma sahiplen' felsefesini benimseyelim. Gidip barınaklardan bir can sahiplenelim, ya da sokaktaki hayvanları besleyip, başlarını okşayalım.

Biz 4 Nisan'da üzerimize düşeni yaptık, çocuklarımıza hayvan sevgisini aşılamak için Bursa Hayvanlarla Yaşam Derneği olarak bir seminer düzenledik. Ardından Uludağ Üniversitesi Habitat Topluluğu ile stant açarak bilgilendirme afişlerimizi ve takvimlerimizi dağıtarak gençlerimizi bilinçlendirdik. Nilüfer Belediyesi ile ortak "vicdan" temalı bir sergi düzenleyerek vatandaşlarımızın sokak hayvanlarını fark edebilmesi için çabaladık. Her zaman olduğu gibi sokağımızdaki canlarımızın mamalarını sularını koyarak,onların başını okşayarak her birine yetişemesek de yetiştiklerimize sevinerek, yetişemediklerimize üzülerek vicdanımız rahat bir şekilde uyuduk. Biz onların farkındayız. Siz de farkına varın. Onları yok saymayın.

Bu Nisan ayı sizin de onların da miladı olsun... Artık onları fark edelim,onlarla beraber yaşamayı öğrenelim ve herkese öğretelim...