Hava Durumu

Hapşırsaydım ölürdüm

Yazının Giriş Tarihi: 05.03.2022 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.03.2022 04:48

1955 yılında, Alabama eyaletinin Montgomeryşehrinde, Afrika kökenli bir Amerikalı kadın terzi, otobüste beyazlar için ayrılmış bir bölüme oturdu. Otobüs şoförü, devletin ırkçı yasalarına (JimCrow yasaları) dayanarak RosaParks ’ı uyararak otobüsün arka tarafına geçmesini istediğinde RosaParks bu isteği reddetti. Bu olayı takiben Parks’ın tutuklanması,Montgomeryotobüslerinin Afrika kökenli birAmerikalının boykotuna uğramasına sebep oldu. Bu da toplu taşımada ırk ayrımcılığını ortadan kaldıran ABD Yüksek Mahkemesinin tarihi bir karar vermesini sağladı. Boykotun lideri, ilahiyat doktorasına sahip genç papaz Dr. Martin Luther KingJr. İdi. Boykot 382 gün sürdü ve boykot esnasında King’in evi bombalandı. Hatta boykot esnasında Kingtutuklandı. Eyaletler arası otobüslerde ve diğer ulaşım araçlarında ırk ayrımcılığı kanun dışı ilan edilene kadar devam eden boykot, başarıya ulaşmıştı.

Bu boykotun ardından King, Güney Hristiyan birliğininkurulmasında ve Amerika’nın insan hakları hareketinin sembolü olmasında rol oynadı.

King,MamathaGandhi tarafından da uygulanan, fikrin babalığını Henry David Throeau’nunyaptığı Sivil itaatsizlik felsefesini uyguladı. Sivil itaatsizlik diğer adıyla pasif direnişti. King, Siyahların oy hakkı, ayrımcılığın sona ermesi, çalışan hakları ve diğer temel haklar için gösteriler düzenledi. Tüm bu haklar 1965 yılında Amerikan Hukukunun bir parçası oldu.

Hepimiz onu “İş ve Özgürlük için Washington Yürüyüşü” esnasında yaptığı“Bir Hayalim Var” adlı meşhur konuşmasıyla tanırız. Henüz 35 yaşındayken, bugüne kadar ödüle layık görülen en genç insan olarak Nobel Barış ödülü aldığını ise pek azımız biliriz.

New York Times’ in “Hapşırsaydım Ölürdüm “başlığıyla yayınlanan haberi de Martin Luther King ile ilgili az bilinenlerden. King kitap imzaladığı esnada bir kadın tarafından göğsünden bıçaklanmıştı ve bıçağınucunun, aortunun kenarına saplandığı ortaya çıkmıştı. Bu damar bir kez daha delinirseKing’in kendi kanında boğulacağını eklemişti doktorlar.

Ameliyattan dört gün sonra kendisine gelen mektuplardan bir kısmını okuyabilen King’in en çok dikkatini çeken ve hiç unutmayacağı bir mektup vardı: “SevgiliKing, White Plains Lisesi, 9.sınıf öğrencisiyim. Çok da önemli olmamasına rağmen, beyaz bir kız olduğumu belirtmek isterim. Gazetede yaşadığınız talihsiz olayı ve sıkıntıları gördüm ve eğer hapşırsaydınız öleceğinizi okudum. Bunları sadece hapşırmadığınız için çok mutlu olduğumu söylemek için yazıyorum.”

Martin Luther King’de hapşırmadığı için mutluydu. Çünkü eğer hapşırsaydı 1960 yılında öğrencilerle oturma eylemine katılamazdı. Eğer hapşırsaydı, 1962’de Georgia, Albany’dekisiyahiler sırt sırta verdiğinde orada olamazdı ve 1963’te Medeni Haklar Yasasının kabulünü göremezdi. Eğer hapşırsaydı, o yıl ağustos ayında Amerika’ya sahip olduğu hayali anlatamazdı.

Bir sabah Atlanta’dan ayrılıp uçağa bindiğinde tüm çantaların kontrol edilip uçakta yanlış bir şey olmadığından emin olmaya çalışıyorlardı. Martin Luther King, tehditler ve dışarıdaki tehlikeler için uyarılıyordu. Fakat beyaz kardeşlerimden bana ne zarar gelebilir ki diyordu.

King 3 Nisan günü yaptığı konuşmasında “Aslında şimdi ne olacağını bilmiyorum. İleride zor günlerimiz olacak. Fakat şu an bunları önemsemiyorum. Çünkü ben dağın zirvesini gördüm. Bu yüzden hiçbir şey umurumda değil. Herkes gibi uzun bir ömür yaşamak isterim. Uzun bir ömre sahip olmak önemlidir. Ama şimdi bunun için endişelenmiyorum. Ben sadece Tanrının isteklerini yerine getirmek istiyorum. O, benim zirveye çıkmama izin verdi. Oradan etrafa baktım ve vaat edilen toprakları gördüm. Orada sizinle birlikte olamayabilirim. Ama bu gece bilmenizi isterim ki bizler insanlar olarak vaat edilen topraklara ulaşacağız. Bu gece mutluyum. Hiçbir şey için endişelenmiyorum. Kimseden korkmuyorum. Gözlerim, Tanrı’nın gelişinin görkemini gördü!

Ve bu konuşmanın ertesi günü Martin Luther KingMemphpis’ te bir suikasta kurban gitti. Suikast sonucunda 60’dan fazla şehirde isyan çıktı. Suikasttan 5 gün sonra, ABD başkanı Johnson, yas ilan etti. King’in cenazesine 300.000’den fazla insan katıldı.

King öldüğünde 39 yaşındaydı ama yapılan otopsi sonrasında kalbinin 60 yaşında olduğu anlaşıldı. Halkı için yürüttüğü mücadele onun kalbini zayıf düşürmüştü. Vasiyetinde “Açları doyuran”, “Çıplağı giydiren”, “Savaşı sorgulayan” ve “İnsanlığı sevip hizmet eden” biri olarak anılmak istediğini söyledi. Ve bir halk kahramanı olarak bu dünyadan uğurlandı.

Biz onu bu onurlu mücadelesiyle ve bize ışık tutacak sözleriyle hatırlayacağız.

-Karanlık karanlığı defedemez: bunu sadece ışık yapabilir. Nefret nefreti defedemez: bunu sadece sevgi yapabilir.- İnsanoğlunun kalbi bir değirmen taşıdır; oraya öğütülecek bir şey koymazsanız kendi kendini öğütür.

-Korkaklık “güvenilir mi?” diye sorar. Menfaat “politik mi?” diye sorar. Ancak vicdan “doğru mu?” diye sorar. Ve öyle bir an gelir ki insan ne güvenilir ne politik ne de popüler olmayan bir tavır almak zorunda kalır; çünkü vicdanı ona bunu yapmanın doğru olduğunu söylemektedir

-Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik, ancak kardeşçe yaşamayı unuttuk

-Yaşamımız, önem verdiğimiz olaylara karşı sessiz kaldığımız gün son bulmaya başlar.

-Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse Michelangelo'nunresim yaptığı, Beethoven'ın beste yaptığı veya Shakespeare'in şiir yazdığı gibi süpürün. o kadar güzel süpürün ki gökteki ve yerdeki herkes durup 'Burada dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş.' desin.

-İnanç, merdivenin tümünü görmediğiniz halde ilk adımı atmaktır.

Işıklar içinde uyu” insanlığı sevip hizmet eden adam…”

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.