Hava Durumu

Düsseldorf vampiri

Yazının Giriş Tarihi: 14.09.2019 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.09.2019 07:00

Ülkemizin her konuda gündemini takip etmek gerçekten zor.

Sosyal medyanın da etkisiyle olaylar hızlıca yayılıyor.

Ama böyle olunca "Ne zaman olmuş,nasıl yani ?" demeye kalmadan gündemin içinde oradan oraya savruluyoruz.

Emine Bulut cinayeti çok yazıldı, çok konuşuldu. Ülkenin bağrına bir ateş gibi düştü. Annesine çok düşkün bir kız evladı olarak, haberi gözyaşlarıyla izledim.

Emine Bulut yıllardır Türkiye'de her gün acımasızca işlenen cinayetlerden sadece bir tanesiydi, tek bir farkla.

Video bize cinayet işlemenin ne derece kanlı, ne derece acı verici olduğunu gösterdi. Bir annenin evladının gözleri önündeki son anlarına şahit olduk.

Ama bir gerçek var. Tüm cinayetler böyle ya da daha acı verici bir biçimde işleniyor.

Kim bilir kaç Emine Bulut'u kaybettik.

Ülke olarak unuttuk bile bu acı olayı.

Ben Emine Bulut olayını çok detaylı olarak okudum, irdeledim.

Emine Bulut'u canice katleden Fedai Baran, bindiği takside şoföre 'Hayvan kestim' diye bir ifade kullanmış.

Adamın içindeki vahşet, hayvan-insan fark etmeksizin açığa çıkmaya hazır. Hayvanlara şiddet uygulayan insanların anti sosyal oldukları psikiyatristler tarafından kanıtlanmış bir gerçek.

Birikmiş öfke ve güç bende düşüncesi de şiddetin sebeplerinden bazıları.

Adli Tıp uzmanı Profesör Sevil Atasoy, 'hayvana eziyet-insana eziyet' ilişkisinin bilimsel olarak kanıtlandığını her zaman dile getiriyor.

Son 30 yılda psikoloji, sosyoloji ve kriminoloji alanında yayınlanan kitap ve bilimsel makaleler de, 'hayvana eziyet eden insana da eziyet eder' öngörüsünün doğruluğunu kanıtlıyor. Bu kitaplarda, bugüne kadar bilinen seri katillerin hemen hepsinin, küçükken hayvanlara işkence ettiği hatta öldürdüğü yer alıyor. İşte bunlara örnekler:

15 yaşındaki Kobe canavarı Sakakibara, 11 yaşındaki Jun Hase'nin başını gövdesinden ayırmadan önce, kedi başı kesmiş, güvercinleri boğmuştu.

Dede, nine, anne ve karısını öldüren Edward Kemperer, çocukluğunda kedileri ufak parçalara ayırırdı.

Theodore Robert Bundy, dedesinin hayvanlara kötü davranışlarını seyrederek büyüdü. Daha sonra 32 kadını öldürdü.

Kaç kişiyi öldürdüğünün hesabı bile bilinmeyen anne katili Henry Lee Lucas, hayvanları da öldürür, onların cansız bedeniyle ilişkiye girerdi.

Vincente Verzini 1867-1871 arasında bir İtalyan kasabasında 12 kadını öldürdü. Kariyerinin ilk becerilerini, kedileri boğarak elde etmişti.

'Düsseldorf Vampiri' Peter Kürten, 1900'lerin ilk yıllarında her yaştan ve cinsten 50 kişiyi içeren cinayet listesine başlamadan çok önce köpeklere, koyunlara işkence eden, ırzına geçen ve öldüren biri olarak tanınırdı.

19 yaşına varmadan 5 çocuğu öldüren Christine Falling'in çocukluğu kedi cinayetleri ile dolu.

Luke Woodham annesini ve iki küçük kızı bıçaklayarak öldürdü. Daha önce kendi köpeğini yakmıştı.

David Berkowitz, bir yılda uzun siyah saçlı 6 kadını avladı. Kadınlar korkudan saçlarını sarıya boyadılar. Daha önce komşusunun köpeğini vurmuş, annesinin papağanını zehirlemişti.

Richard William Leonard iki eşini öldürdü. Kurbağaları ezmek ve otomobillerin motoruna kedi bağlamak gibi huyları vardı.

Jeffrey Dahmer, 17 genç erkeği öldürdü, tecavüz etti, iç organlarını çıkarttı ve yedi. Çocukken çok sayıda kediye otopsi uyguladığı biliniyor.

Boston canavarı Albert De Salvo, kedi ile köpeği aynı kafese koyar, aç bırakır, birbirini öldürüp yemelerini seyrederdi. Daha sonra 13 kadını boğdu.

Katiller için hayvan, çocuk, kadın, erkek fark etmiyor fakat unutmayın onlar zincirin en zayıf halkasından başlıyor ve canilikte sınır tanımıyorlar.

Biz hayvan hakları savunucuları ve kadın hakları savunucuları olarak, tüm toplumun refahı için kadına şiddet, çocuk istismarı ve hayvana şiddetin durması için hukuki anlamda adımların atılmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.