Ailenizin psikoloğu ayağınıza geldi

Bazen hayat hiç olmadığı kadar ağır gelir yüreğinize. Sabahları yataktan kalkmak istemezsiniz. Korkunç kalp çarpıntıları ve nefes darlıkları ile mücadele edersiniz, iç sıkıntınız bir türlü geçmek bilmez. Sanki tüm dünyanın yükü üstünüzdeymiş gibi gelir. Aklınızdan hayata dair korkunç düşünceler geçer, sanki her şey hep daha kötüye gidecekmiş, hiçbir şey düzelmeyecekmiş siz ise bir daha asla eskisi gibi olamayacak gibi düşünceler uçuşur zihninizde.

Bunu kimseye anlatmak da istemezsiniz. Sanki anlattıkça başkalarını boğuyormuş gibi hissedersiniz. Hatta acaba ben şımarıklık mı yapıyorum diye bile düşünürsünüz. Meditasyon yaparsınız. Kendinize telkinler verirsiniz. Sen kötü düşündün diye kötü olmayacak dersiniz. Ama kötü düşüncelerinizin bir bir çıkmış olması sizi ürkütür. Ya kötü bir rüya görürsem ya aklımdan kötü bir düşünce geçerse ve gerçek olursa düşüncesi sizi mahveder. Kendinizce araştırmalar yaparsınız, dostlarınıza danışırsınız ama bazen ne yaparsanız yapın düzelmez.

Nedir yaşadığınız?

Bunun kararını verecek olan siz değilsinizdir, emin olun. Çünkü internette yaptığınız araştırmalar sizi bambaşka yönlere çeker ve daha büyük çıkmazlara girerseniz. İşte bu aşamada yapılması gereken bir uzmandan destek almaktır. Sürekli başınız ağrıdığında nasıl doktora gidiyorsanız sürekli ruhunuz ağrıdığında da bir uzmana görünmek gerekir. Ve gerçek bir uzman doğru tanı ile eskisi gibi güzel günlerinize dönmenizi sağlayabilir. Yalnız değilsiniz. Çünkü ülkemizde 4 kişiden 1’i ruhsal sıkıntılar yaşıyor. Oran bu kadar yüksek iken keşke aile hekimlerimiz olduğu gibi aile psikologlarımız da olsa demekten kendimi alamıyorum. İhtiyaca göre bireylere verilecek psikolojik seansların fizyolojik hastalıkların engellenmesinde de, toplumda artan şiddet olaylarının azalmasında da etkili olacağına eminim.

Sizce de iyi olmaz mı? 

Ne dersiniz?