Kader gayrete aşık

"Kaderinin şoförü sensin. Emin ol.

Onu dram istikametinde sürme.

Biraz gül, yahu! Değmez vallahi bu dünya…"  demiş Peyami Safa

Bir yerden bir yere birçok yoldan gidilebilir ama kalkış noktası ile varış noktası bellidir. Senin yolda ne kadar oyalanacağın, araca ne kadar temiz bakacağın, tek başına mı yolculuk edeceğin yoksa paylaşarak tüm koltuklar dolu mu gideceğin, hızlı ve savruk mu yoksa sabırlı ve sakin mi gideceğin senin elindedir.

İnsanın hayatı çabasına bağlıdır,

Ancak çalışmak insanın kaderini değiştirmez ama hayatını değiştirir. Değişen hayatın da yine senin kaderin olur zaten.

Elinden gelen her şeyi yaptıktan sonra kabullen, yan gelip yat, her türlü hileyi yap ondan sonra ‘ben neden ilerlemiyorum, kaderim böyleymiş’ diyemezsin.

Çünkü başarmak için elinden gelen çabayı göstermedin.

Sen hayatını başı ve sonu olan bir zaman doğrusunda yaşıyorsun.

Bak yaşadıklarına...

Başına gelenlerin izini sür...

Bu cümleye çıkar yolun sonu.

Yani hayatta her şeye bir anlam veriyorsun;

Hayat da sana bir kader veriyor...

Sen sadece bir seçim yaparsın o yolda gitmeye…

Alacağın kararların ne olacağını önceden bilinmesi, senin bir senaryoyu oynadığını değil, Allah’ın zamandan bağımsız tüm resmi görmesinden dolayıdır.

Evet kader gayrete aşıktır denmiştir fakat; burada samimi bir çabadan bahsedilir.

Hile yaparak, yalan söyleyerek, bin bir taklalar atarak yapılan şeyler gayret anlamına gelmez. Hayat onlara da muhakkak ki yanıt verir.

Yani yapılan iyi kötü hiçbir şey sonuçsuz kalmaz.

Günün tohumlarını ekerken, yarının hasadına başlamış olacaksın.

Sonraki gün alışkanlıklarının,

Sonra karakterinin ve son olarak kaderinin hasadını alacaksın.

O halde günün tohumlarını ekerken, düşünmen gerek.

Kaderinin bugün senin elinde olduğunu unutmamalısın!