Duygusal zeka mı dayanıklılık mı?

Konuya başlamadan önce, yazılarımı takip eden herkese geri bildirimleriniz için teşekkür ediyorum. Özellikle sevgili Erdem'in beğenisini kazanmış olmaktan büyük keyif duyduğumu hepinizle paylaşmak isterim. Bu haftaki yazım senin için ?
Sosyal ortamlarda psikoloji ile ilgili konular hep merak konusu olmuştur. Benimde son dönemde en çok karşılaştığım sorulardan biri duygusal zekâ üzerine. Tam olarak tanımadığımız bu kavram zihinsel güçle ilişkilendirilmiş durumda. Önyargılar ise duygusal zekâsı yüksek olan kişilerin zihin gücünün zayıf olduğu yönünde. Konuya açıklık getirmek için öncelikle bu kavramları açıklamak gerekiyor.
Duygusal zekâ nedir?
Duygusal zekânın tanımı yıllar geçtikçe değişti. Ancak Cambridge Sözlüğü bu terimi; '' insanların hissetme ve tepki verme biçimlerini anlaması ve bu beceriyi iyi kararlar vermek ve sorunları önlemek veya çözmek için kullanma becerisi'' olarak tanımlıyor.
Duygusal zekâ kavramı 1960'larda var olmasına rağmen, 1995'te Daniel Goleman'ın, ''Duygusal Zekâ: Neden IQ'dan Daha Fazlası Olabilir'' ismiyle yayınladığı çok satanlar listesindeki kitaba kadar popüler bir kavram değildi.  (okumak isteyenlere şiddetle tavsiye ederim)
Ancak yıllar geçtikçe, birçok kişi Goleman'ın açıklamalarını yanlış yorumladı. Goleman, duygusal zekanın bazı çevrelerde insanlara rekabetçi bir avantaj sağlayabileceğini iddia ederken, yüksek bir duygusal zekanın yüksek akademik başarıya veya daha iyi not ortalaması sonuçlarına yol açmayacağı konusunda da çok açıktı; bunların daha çok IQ'ya bağımlı olduğunu savundu ve duygusal zekanın beş bileşenini belirledi: Öz farkındalık: Duygularınızı ve hareketlerinizi ve diğerleri üzerindeki etkilerini tanıma ve anlama kabiliyeti. İç motivasyon: Para ve statünün ilerisinde yatan bir çalışma ve üretme tutkusu. Öz denetim: Yıkıcı dürtüleri ve ruh hallerini yönlendirmek. Hareket etmeden önce düşünme yeteneği. Empati: Diğer insanların duygusal biçimlerini ve duygusal tepkilerini anlama yeteneği. Sosyal beceriler: İlişkileri yönetmede yeterlilik ve başkalarıyla ortak bir zemin bulma becerisini içerir.
Peki, zihinsel güç nedir?
Zihinsel güç terimi genelde zihinsel dayanıklılık olarak algılanır. Fakat işin aslı tam olarak öyle değil. 
Zihinsel dayanıklılık, yetenekli sporcular veya Win Diesel gibi film karakterlerini kastederken sıklıkla kullanılır.  Bu karakterlerin birçoğu bedenlerinin ne kadar acı sınırına erişebileceğini görerek bedenlerini sınırlarda test etmektedir. Fakat çoğumuz için kırık bir ayak bileğiyle koşmak veya rakiplerimizi fiziksel olarak korkutmamız gerekmiyor. Dolayısıyla bu türden yanlış yorumlanan bir dayanıklılık hayatımızda çoğumuzun ihtiyaç duyduğu bir beceri değil.
Zihinsel olarak güçlü olmak, dayanıklı davranmakla ilgili değildir. Aksine, duygularınızın farkında olmak, acılı yaşantılardan deneyim kazanmak ve kişisel değerlerinize göre yaşamayı içerir. Üç bileşeni vardır:
Düşünceleri düzenlemek: Düşüncelerinizi düzenlemek, beyninizi yararlı bir şekilde düşünmek için nasıl eğitileceğinizi öğrenmeyi içerir. Bu kendinize ilişkin haksız eleştirileri bir kenara bırakarak anlamaya çalışmak ve şefkatli yaklaşmak olarak yorumlanabilir.
Duygularınızı yönetmek: Duygularınızdan haberdar olmakla başlar. Bu duyguların düşünce ve davranış biçiminizi nasıl etkilediğini anlamanıza izin verir. Rahatsız olduğunuz ya da size iyi hissettirmeyen duyguların bile tanımlanması sonraki aşamada duygularınızı yönetmek konusunda size yardımcı olacaktır. 
Üretken davranmak: Yeterli motivasyonunuzun olmadığı durumlarda bile, size iyi geleceğine inandığınız bir işlem için harekete geçmek, zihinsel olarak güçlü kalmanın anahtarlarından biridir.
Büyük Fark...
Duygusal zekâ zihinsel gücün bir parçasıdır. Ancak zihinsel güç, duyguların ötesine geçer ve hayatınızın genel kalitesini etkileyen düşünce ve davranışları ele alır.
Zihinsel güç, zihinsel kas inşa eden günlük alışkanlıkların geliştirilmesini içerir. Ayrıca, sizi tutan kötü alışkanlıklardan vazgeçmeyi de içerir.
İyi haber: Herkes duygusal zekasını artırarak zihinsel gücünü geliştirebilir. Sonuç olarak da, elde ettiğiniz artış size hem bireysel hem de profesyonel anlamda yüksek katkı olarak geri dönecektir.