Hava Durumu

Yanan Paris'in kalbi değil hepimizin mirasıdır...

Yazının Giriş Tarihi: 17.04.2019 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.04.2019 07:00

Yaklaşık altı-yedi yıl önce idi, Almanya'dan başlayarak geniş bir Avrupa gezisi yapmıştım... Ailemle birlikte, arabayla altı Avrupa ülkesini 18 günde gezme fırsatım oldu. Çok iyi bir kültürel gezi olmuştu...

Belçika'dan Fransa'ya geçerken akşam ilerlemiş, saat 23.00 civarı olurken Paris'in banliyöleri, bilenler bilir çok tehlikelidir ve trafiği de bizi aratmaz. Adım başı bir polis ekibi var. Biraz ileride bir polis memuruna Eyfel'i sorduk. Önce anlamadı, kızım arka camdan başını uzatarak İngilizce sorunca, yine Fransızca, bir yol gösterdi ama bizim renk onlara göre esmer, yer banliyölerden bir ortam yani polisin tedirginlik yaşaması normal. Epey dolandık ama amacımız Eyfel'i gece yarısı ışıklandırma ile görmekti. Planımız öyle idi. Tesadüfen bir boşlukta durup etrafa bakınca Eyfel'i gördük, uzak bir yerde. Bulunduğumuz yer meğerse gece Eyfel'i görüntüleyen fotoğrafçıların alanı imiş. Durup Eyfel'i seyrederken, yanımızdakiler bizim kendi aramızda konuşmaklarımıza müdahil olup Notre Dame Katedrali'ni görmemiz gerektiğini önerdiler. Amacımız iki gün kalıp, o iki günü de Louvre Müzesi'nde geçirecektik. Öyle de yaptık ama araya bir gün koyup Notre Dame'ı gezmesek olmazdı. 800 yıllık katedral, 102 yılda tamamlanmış. Anlatmaya çalışsam sayfalar yetmez. Bilgim de. Sekiz yüz yıllık bir şaheser. Önceki gün yandı. Kül oldu.



Hele, o muhteşem kulenin devrilip yere yıkılışı, yere doğru düşerken adeta Paris'in kalbine hançer gibi inmesinden çok etkilendim. Paris'in kalbine inen o kule, dünya mirasının kalbine inen hançerden farksızdı. Yandı, bir tarih yok oldu. Yok, olan bizim mirasımızdı, bütün dünyanın mirasıydı. Son günlerde Fransa'ya Ermeni Meselesi'nden çok kızıyordum. Kendi tarihlerinin kara sayfalarından kurtulamazken, bize kara çalmaya çalışmalarını hazmedemiyordum. Ama Notre Dame'ın yanışı ile Fransa'nın soy kırım şovenizmini ayırmam lazımdı. Sekiz yüz küsurluk tarih birkaç saatte yandı. Yeni yapacağız diyor devlet başkanları. Aynısını yaparlar belki. Tıpkısının aynısını da... Ancak "aslı gibidir" olur... Aslı asla! Aslı artık yok, o ahşabın aynısını bulmak imkânsız.

Ahşabın yaş halkaları bile farklı olacaktır. Ve tabi ki, sekiz yüz yıllık ahşap rengini de bir sekiz yüz yıl sonra yakalayabiliriz! Bir tarih yok oldu. Üzgünüm.
 

NİLÜFER MİLLİ EĞİTİM'DEN ŞAİRANE BİR FAALİYET!


Farklı Ulusların çocukları aynı göğü, aynı güneşi bölüşecekler!

Nilüfer Mili Eğitim Müdürlüğü'nün Nilüfer Kaymakamlığı ve Nilüfer Belediyesi'nin katkılarıyla düzenlediği Uluslararası Spor Şenliğinin 18. Bu yıl yapılacak. Dün şenliklerin tanıtım toplantısına katıldım. Doğrusunu isterseniz bu kadar mutlu olacağını düşünmüyordum! Görev, gidip yapayım istedim.
Ancak daha salona girer girmez çok mutlu oldum. Ellerinde bayraklar, şarkılarla çocuklar tarafından karşılanmaktan etkilendim. Psikolojik olarak konsantrasyonum arttı. Ortamın canlılığı ruhuma yansıdı.


Toplantının amacı; 2001 den buyana yapılmakta olan Uluslararası Spor Şenlikleri'nin tanıtımını yapmaktı. Nilüfer Belediyesi Halkevi'nde yapılan tanıtımı İlçe Mili Eğitim Müdür Mustafa Muharrem Tüfekçi ile Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem birlikte yaptılar. Erdem, konuşmasında sporun kardeşlik ve dostluk yönünde gençleri buluşturacağının önemine ''vurgu yaparak '' görevde kaldıkları müddetçe 18.si yapılan bu şenliklerin devam etmesi yönünde katkılarını sağlayacaklarının sözünü verdi.


Nilüfer'in Şair, Edebiyatçı İlçe Milli Eğitim Müdür Mustafa Muharrem Tüfekçi'nin konuşması tam bir edebi vecizlik tadındaydı. 166 okuldan 21 bin 500 öğrencinin temsillerde yer alacağının bilgisini veren Nilüfer Milli Eğitim Müdürü Mustafa Muharrem Tüfekçi, "bu yıl 18'lik bir delikanlı hâline gelen şenliğimiz, sinerjik bir anlayışla gül yetiştirenlere özgü bir titizlikle geliştirilerek kurumsallaşmıştır" tanımlaması salonda bulunan herkesin beğenisini aldı. Mustafa Muharrem Tüfekçi,

"Spor üzerinden insanî diplomasinin, farklılıklar ile zenginleşmenin, birbirini anlayarak seven ufuklarda geleceğe yetişmenin bir imkânıdır" ifadesi ile şenlikleri tarif ederken, şenlikteki hedefi de anlamlı şairane bir dille aktardı: "Amacımız çocuklarımızın ve gençlerimizin birbirini eleyerek, zayıfı ezerek zafer kıvancını tatmalarını değil, zamanı doğru değerlendirerek yürek hukuku içinde birlikte var kalmalarını; ötekileştirmeden aynı göğü, aynı güneşi bölüşmelerini sağlamaktır."

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.