Çarşı çok zengin... Yok, yok! Ama...

Gerçekten de çarşı bölgesi çok zengin...

Yok, yok. Ne ararsan var, ancak insan "yok!"

Tuz Pazarı, Uzun Çarşı, Hanlar Bölgesi, Reyhan, Kayhan, Cumhuriyet Caddesi esnafının genel ifadesidir; "insan yok..."

Oysa vardı, çarşı-pazar nispeten insanlar vardı... Esnafın beklediği insan yoktu.

"Müşteri" yokluğu yeni değil, epey zamandır yok.

Uzun Çarşı'da 40 yıldan kalmadır esnaflık yapan bir dostum anlattı; "İnanmazsın, bayram zamanlarını geç, zaten o zamanlar, özel zamanlar. Gecemiz, gündüzümüz olmazdı, müşteriye mal yetiştirmek için. Ama bizim çarşı esnafının her günü çok kalabalık geçerdi, çok değil bundan on beş, yirmi yıl önce, günün belli saatlerinde çarşıda normal yürümek için sıra beklerdi insanlar. Hele cuma günü oldu mu, çevre ilçelerden gelenler haftalık ihtiyaçları için, çarşıyı bayram yerine çevirirlerdi. Diğer günlerde çarşı, ciddi bir yoğunluk taşırdı, Bursalı günlük ihtiyacı için bile çarşıya gelirdi."

"GİTTİ KALABALIKLAR..."

Esnafın, seçimle ilgili düşüncelerine ulaşayım istedim. "Abi, bizi boş ver. Sen vatandaşları dinle" önerileri çoğunluktaydı.

Esnaf merak ediyor; "neden kalabalıklar yok oldu?"

Cevabını vermedikleri soruların, cevabını biz buluruz ümidindeler...

Seçim dönemlerinin genel görünümüdür, çarşı pazar çok hareketli olmaz. Nedeni, seçim var ne olur ne olmaz...

Tabi, asıl nedenlerden birisi de 'gıda terörü'nün yaşanması olabilir. Her şey var, özellikle gıdada çok zengin bir çeşitlilik görebilirsiniz, fiyatları "görmemezlikten" gelmeniz koşuluyla...

Biz eski Bursalılar, Reyhan'dan geçip ufak tefek de olsa bir şeyler almayı kendimize alışkanlık edinmişizdir.

Tatlı bir "hoş"luğu vardır, Reyhan'dan bir şeyler almanın!

"SEÇİMLERİ BOŞ VER..."

Özellikle esnafı, seçimlere karşı fazlasıyla duyarsız gördüm.

Vatandaşta ise tedirginliği gözle görebilirsiniz.

Oysa benim bildiğim Türk milleti, seçim dönemlerinde fikir beyan etmekten çekinmezdi.

"Korkmazdı" diyemiyorum. Dilim varmıyor. Sokağın fikrini söylememesi veya "söyleyememesi" sizce de çok garip değil mi?

Ben çok garipsedim. Hatta biraz üzüldüm de.

Esnaf ise oldukça tepkisiz ve "önemsemezsiz".

Yerine koyacağım bir bir kelime bulamadığım için böyle bir kelime uydurdum. "Önemsemezsiz!"

Benim de; "ruhen ve bedenen" iyilik halim alt üst oldu.

"Poşetlerle, alış-veriş devri bitti. İyi de oldu. Ancak, biz esnaf, her akşam hâsılatı poşetlere doldurur kasalara götürürdük. Bu açıdan iyi olmadı. Şimdi cebimizin yarısı bile dolmuyor!"

Güldüm... Esnafın kendisi de tebessüm etti. "Tebessüm"de hoşuma gitti. "Asık suratlılık" can sıkıcı!..

                                ********************

"MUDANYA BİLDİĞİNİZ GİBİ!"

Önceki gün Mudanya'daydım...   

Dün yazdım. Mudanya,  iki gün üst üste yazılır mı?  Yazılır.

AK Parti Adayı Murat Ünal'ın tanıtımına katıldıktan sonra, sahilde kısa bir yürüyüş yaptım. Amacım, bir iki kafa dengi vatandaş bulup seçim değerlendirmesi yapabilmekti.

Buldum da...

Bankta oturmuş, denizden yana ufka bakanlar vardı.

Ben de oturdum, deniz ve ufuk düşlerine daldım.

Bu kez bana laf attı, yanımda oturan:

"Benim, derdim var. Senin neyin var, ufka dalıp gittin?"

Çok kısa yüzüne baktım. Sonra hafif iç çekip, cevabımı verdim:

"Sorma, on yıldan fazladır, bu denizin öbür ucunda yüreğimin yarısını bırakıp döndüm. Bu yüzden oraya bakıyorum."

Gözlerim doldu.

Bunun için, yine yazdım. İÇİMİ PAYLAŞTIM.

SOYLU, MURAT ÜNAL'A DESTEK İÇİN MUDANYA'DA

Sohbeti seçimlere getirdim, "Değişim olur mu Mudanya'da" soruma, bir müddet cevap vermedi.

Sonra, "Geçen seçim, bu adamın cebine, makine mühendisi oğlumun adını koydum, sandığa gidip oyumu verdim" dedi. Sonra, "Bir şey değişmedi..."

Oğlu, DOSAB'da makine mühendisi olarak asgari ücretle, iş bulmuş çalışıyormuş.

"Bu sefer ne yapacaksın?" dedim... Omuz silkti.

Belli ki kararsız.

Kişisel kanaatim, değişim ister gibiydi... Tam yanından ayrılacaktım ki o ilginç lafı etti:

"Mudanya bildiğiniz gibi..." Bir anlam veremeden daha fazla üstelemedim ayrıldım.   

Bugün de İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu, Murat Ünal'a destek için Mudanya'da olacak.

Bakalım, hayırlısı.