Hava Durumu

Zihni kölelikten kurtulma vakti gelmiştir!

Yazının Giriş Tarihi: 15.01.2021 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.01.2021 07:30

Bugün maalesef Türk kamuoyuna hâkim olan zihniyet; hatta milliyetçi ve mukaddesatçı aydınlarımızın da içinde bulunduğu kahir ekseriyet, İslam ve Türk kültürüne hizmet ediyoruz savıyla Amerikalıların ve İngilizlerin bile yapamadığı şekilde, Türk okullarında İngilizce tedrisatının (gerçi İngilizce'yi öğretmede de başarılı olamadıkları ayrı bir gerçek) yapılması, bana göre en iyimser deyimle farkında olmadan "emperyalizme" gönüllü köleliktir ve bir asimilasyondur. Ne yazık ki, iktidar dâhil, Türk kamuoyuna hâkim olan bu zihniyet, dilin, bireyin ve medeniyetlerin gelişmesinde ki önemini ve stratejik boyutunu yeteri derecede kavrayamadıklarından dolayı, İslam-Türk kültüründen vaz geçmiş bazı laisist (Batıcı kesimleri aratmayacak şekilde), her şeye bir kılıf buldukları gibi, bu asimilasyona bir de "bilimsel kılıf" uydurmakta beis görmemektedirler.

İngilizce bilim dili imiş, İngilizce olmadan teknoloji ve bilim üretilemezmiş. Sanki Japonlar ve Çinliler İngilizce eğitim yaparak teknoloji ve sanayilerini geliştirmişler. Ya da Almanlar ve Fransızlar bugünkü düzeylerine İngilizce eğitimi yaparak gelmişler. Bırakın İngilizce eğitimini, Paris ve Berlin sokaklarında bir tane İngilizce tabela bulamazsınız.

Eğer İngilizce ile gelişme ve teknolojik düzey yakalanarak kalkınma mümkün olsaydı, bugün ayakkabı boyacılarının bile İngilizce konuştuğu Mısır, Pakistan, Hindistan, Nijerya, Bangladeş ve birçok Afrika ülkeleri gibi ülkelerin hem bilimsel düzlemde, hem de zenginlik ve teknolojik açıdan dünyanın en gelişmiş ülkeleri olması lazım gelirdi. Hâlbuki bu ülkeler dünyanın en fakir ülkeleri kategorisinden hala kurtulamamışlardır. Dolayısıyla İngilizce'nin bilim ve ilerleme için olmazsa olmaz bir şart olduğu iddiası, Batının sözcüleri tarafından uydurulan "kargaları güldüren" en büyük mistifikasyonlardan biridir.

     Burada yanlış anlaşılmasın, karşı olduğumuz bir dil öğrenmek değildir. Gerekli olduğu zaman yani bilimsel ve sosyo-politik koşullar zorunlu kıldığı zaman en iyi şekilde yabancı dil öğrenmek kaçınılmazdır. Yanlış olan ta "ana okulundan" başlayarak bir dayatma şeklinde bir toplumun topyekûn "kültürünü ve tarihsel kimliğini" tahrip etmek yoluyla, o toplumun kendisini var kılan "kadim geleneği" ile ilintisini kesmek ve düşünemez hale getirerek köleleştirme yoluna kanalize etmektir.

Bugün Türkiye bu hale düşürülmüştür. Müslüman Türk gençliği maalesef kendi kültürüne yabancı bir eğitimle adeta zihinleri iğdiş edilmiş ve ediliyor. Ne yazık ki, bu kanayan yaraya bir neşter hala vurulamamıştır.

Cumhurbaşkanı'nın konuyu mükerreren gündeme getirmesine rağmen, Maarif Bakanı'nın müfredata yönelik bir adım attığına şahit olmadık. Sayın bakan sanki zamana oynuyor, kurumların fiziki yapılarını, okulların teknolojik donanımlarını, kişi başlarına düşen derslik sayılarını, e-eğitimi.. vs. gündeme getirmekte, kamu oyunu oyalama taktiğini gütmektedir.

    Şüphesiz ki, günümüz Türkiye'sinde eğitim ve öğretim, Türk toplumunu dönüştürme ve yabancılaşmayı (alinasyon) tetikleyen, besleyen en önemli dinamiklerdendir. Ancak milliyetçi, muhafazakar, mukaddesatçı iktidarların bile (-ki yaklaşık yarım asırı aşkındır sağ iktidarlar ülkeyi yönetmektedir) bu problemi görmezlikten gelmeleri, maarifi hem ulusal düzeyde, hem de evrensel düzeyde işlev görecek, tüm insanlığa numune-i imtisal teşkil edecek bir şekilde, halen aslına irca edememeleri düşündürücüdür.

Sayın Maarif Bakanı'na sesleniyorum! Şimdi tam vaktidir. Peki, şimdi değilse ne zaman?

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.