Yeryüzünün şeytanı : İngilizler!

Kur'an-ı Kerim, münafıkların temel özelliklerini sayarken en başta Kizbi, yani yalanı sayar. Sonra fitne ile halkı, ortalığı ifsad ettiğini, karıştırdığını ifade eder.

Bugün Irak, Yemen ,Suriye, Türkiye ve diğer ülkelerdeBatılılarıntakip ettiği politikaya baktığımızda Kur'an'ın bu mucizevi ifadelerini açık ve seçik bir şekilde görüyoruz. 

Risale-i Nur, Kur'an'ın bu asra bakan manevi bir tefsiri olduğu, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bastırdığı "İşarat ul İ'caz" adlı eserin önsözünde belirtiliyor. Binaenaleyh, "Hutuvat-ı sitte" ve "Tuluat" adlı Risalelerde, İngiliz Siyasetinin takip ettiği şeytani ifsad politikasına, bir soru üzerine Müslümanların dikkati çekiliyor şöyle ki:

"Soru-  Neden İngiliz siyaseti galip çıkar?

Cevap- Siyasetinin temel özelliği ve takip ettiği ana strateji; " fitnekârlık, ihtilaftan istifade, menfaat yolunda her alçaklığı işlemek, yalancılık, tahripkârlık ve dışarıdan karıştırmaktır," diyerek bu şeytanın kullandığı bu argümanlar nedeniyle hep üstün geldiği ifade ediliyor. 
Bir adam kocaman bir binayı bir günde harap eder, bir taburu ihtilale verir. İşte şu alçak siyasettir ki, görünürde Konstantini - yani bugün itibarıyla buna terör diyebiliriz- tel'in ettiği halde; gizlice destek verir. Fenalık ve kötü ahlakı siyasetine vasıta ettiği için, her yerde ahlak-ı seyyieyi himaye ederek yayılmasını teşvik eder. " Tuluat.

Bir başka eserinde ise, aynı noktaya tekrar Müslüman dünyasının dikkatini çekerek şöyle ikaz ettiğini görüyoruz:

"Her bir zamanın insi bir şeytanı vardır.Şimdi beşerde insan suretinde şeytanın vekili olan "gaddar ruh"( dikkat ediniz, İngilizlere gaddar ruh diyor), fitne sokucu siyasetiyle, dünyanın her tarafına "bozgunculuk ve hile tuzaklarınıeken" ve takip ettiği altı adımıyla İslam âlemini karıştırmak için; insanlarda ve insan cemaatlerindeki habis (kötü) menbaları (duyguları) ve tabiatlarındaki zararlı madenleri (duygular, hisler) fiili propaganda ile işlettiriyor, zayıf damarları buluyor (ve böylece siyasetine alet ediyor);

1-Kiminin İntikam hırsını, 2-kiminin makam arzusunu, 3-kiminin doyumsuzluğunu, 4-kiminin ahmaklığını, 5-kiminin dinsizliğini, 6- hatta en garibi kiminin de taassubunu işletip siyasetine vasıta ediyor."(H.Sitte)

O halde bu vatanda, yönetimi üstlenmiş hükümetler, bir tefsire girecek kadar önem atfeden yukarıdaki "Kur'anî ihtar ve ikazlara" kulak vermelidirler. 

Haçlı zihniyetinin şeytani taarruzlarını, oluşturacakları "inanç ve milli eksenli politikalarla" püskürtmeli ve kurulan tuzakları ancak, bu ikazlar çerçevesinde uygulayacakları mukabil "politik stratejilerle" yok edebileceklerini, başka şekilde bu fitne ve tuzaklara karşı konulamayacağını bilmelidirler. Karşılıklı diplomatik ilişkilerde bu strateji hep ön planda tutmalıdırlar.