Hava Durumu

Yeni Anayasa ve adalet!

Yazının Giriş Tarihi: 19.02.2016 09:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.02.2016 09:12
Anayasanın yeniden gündeme geldiği günleri yaşıyoruz. Hergün gazeteler, medya, TV'ler bununla alakalı haberler yapıyor. Hepsinin ortak noktası Anayasa'nın "adalet" temeli üzerine inşa edilmesidir. 

Peki, adalet nedir? 
Adalet her işin gereğini yapmak, her şeyin tam karşılığını, tam layığını vermek, hurcun iki heybesini dengeye getirmek, eğriyi doğrutmak anlamlarına gelir.
Zulüm; bir şeyi kendi yerine koymamak, hasta ve illet siz iken hayvanı kesmek, suyun aktığı arktan başka bir yana sapması anlamına gelir.
Zulmü Allah'a, insanlara ve nefse yapılan zulüm olarak üçe ayırmışlar. 
Allah'a karşı yapılan zulüm; küfür ve şirktir. Nifak da bu kısma girer. Küfür imanla bağışlanır; şirk koşanın suçu, tevbe edip imana gelmezse bağışlanmaz.
İnsanlara yapılan zulüm; ancak zulüm görenin helal edilmesiyle bağışlanır. Müslüman olmayanlarla hayvanlara yapılan zulüm bağışlanmaz ve zalim cezasını mutlaka çeker.
Nefse edilen zulüm; insanın, Allah'ın emirlerine uymamasıdır; tevbe ile bağışlanır; şefkat ile de bağışlanması umulur.

ÜÇ REFERANS NOKTAMIZ
Evet, "yeni anayasamızda"  her üç hususunda referans olarak alınması ve bu topraklarda yaşayan insanların binlerce yıllık kültürünün, genetik yapısının merkeze konulduğu bir "anayasa" temenni ediyoruz.
Göçmen politikasında maskeleri düşen bir "Batı kültürü", bu Müslüman millete referans olamaz. Burada salt Batı medeniyetini kast etmiyorum. Batı kültürü diyorum. Bu iki hususu birbirinden ayırt etmeliyiz. Evet, Batı'dan alınacak şeyler artık ayan beyan ortadadır. 
Ne mi diyorum:
Batı'nın "fen, sanat ve teknolojisine" evet. 
Zikavirüsü'ne dönüşmüş "kültürüne" hayır.
 
 
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.