Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yanan bina değil; ahlakımız!

Yazının Giriş Tarihi: 24.01.2025 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.01.2025 15:13

Bolu Kartalkaya’daki otel yangınında 76 kişi hayatını kaybetti. Ve onlarca da yaralı var. Rabbim ölenlere rahmet geride kalan yakınlarına da sabırlar versin. Hakikaten kalp dayanmaz bir belâ, bir musibettir bu olay.

Yangın ile ilgili basında bir sürü yorumlar ve eleştiriler yapılıyor; “düzgün bir yangın merdiveni yok, katlarda yangın tüpleri yok, yangın alarmları çalışmıyor. Bu faciaya ilişkin ihmaller zinciri tek tek gün yüzüne çıkmaya başladı. Bölgede 2 bin 500 kapasiteli 5 otel var ancak bir tek itfaiye aracı bile konuşlu değil. 40 km. uzaktaki itfaiye araçları buzlu yol nedeniyle ancak 45 dakikada yangına ulaşabilmişler…vs.” daha neler neler…

Efendim ABD’de günlerce devam eden, eyaletleri yakıp harmana çeviren büyük yangınlarda ölü sayısı 26 kişi; bizde tek bir oteldeki yangında ölen kişi sayısı 76. Bu bize düzenin artık SOS verdiğini ilan ediyor:

“Yanan bina değil; ahlakımız, insanlığımız, değerlerimizdir. Artık uyan ey Müslüman!”

Ülkemizin dört bir tarafından benzer olaylarla, haberlerle neredeyse her gün karşılaşıyoruz. Ülkenin parlamentosuna kapağı atanlar, yerel yönetimlerinde keyif çatanlar, milletin sırtından/bütçesinden saltanat sürenler, bürokrasilerin çarklarına kurulanlar, sahtelik kokan demeçlerle muhalefetlik görevini ifa edenler, iktidara gelip de şu-bu nedenlerden dolayı köhnemiş, uzun zamandan beri taaffün ve tesemmüm etmiş ve vücutta yerleşmiş/birikmiş cerahate neşter vuramayanlar, batıdan getirdikleri kanun ve kuralları bile hakkıyla tatbik edemeyen/etmeyenler ve nihayet topyekün bir millet olarak (kendi partisine göz yuman; muhalif kesime ise ateş püskürenler) bunu normal ve mübah sayanlar var oldukça; bu çark böyle çirkince ve insafsızca dönmeye devam edecektir.

Bakınız Rabbimiz bu hususta ne buyuruyor:

“Şüphesiz ki, bir kavim kendini değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah’tan başka hiçbir yardımcı da yoktur.” (Ra’d,13)

Bu ilahi kanun Allah’ın bize vereceği mükâfat veya cezaların davranışlarımıza göre değişeceğini hatırlatıyor. Dolayısıyla bize çok büyük sorumluluklar yüklüyor. O da kendimizi kontrol edip gerektiğinde düşüncelerimizde, tavırlarımızda, hareketlerimizde bir takım değişiklikler yapmamız gerektiğidir.

Toplum olarak bu derece egoistleşmiş, bencilleşmiş, sadece kendi menfaatine yönelik bir hayatı düşünen, helal-haram demeden mala-mülke, koltuğa/etikete dalan, sahte hamiyetkârlık/milliyetçilik narasını atan ve gele gele 72 fırkaya bölünen bölük pörçük bir milletin ilahi musibet ve tokatlara düçar olmaması düşünülemez. Bakınız bu noktaya Cenâb-ı Hak nasıl dikkatimizi çekiyor:

“ Başınıza gelen her musibet/felaket, sizin ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. Bununla beraber Allah, kusurlarınızın pek çoğunu da affeder”. (Şura, 30)

Efendim kısacası biz bin yıllık ahlakımızı, değerlerimizi kaybettik. İnsan kaybettiği şeyini, kaybettiği yerde, mekânda arar.

ÇÖZÜM; fabrika ayarlarına dönüştedir. Bir çok hususta radikal kararlar alan, eski ve köhnemiş, ihtilal döneminin uygulamalarına, kanunlarına neşter vuran hükümetten derhal ve acilen kadim değerlerine avdet etmesini, her şeye rağmen (ki bu ülkede sesleri oldukça yüksek çıkan, küçük bir beyaz azınlığın varlığı, ve her kadim değerlerimize karşılık engel çıkardıkları malumumuzdur. Bunlar özellikle Türkiye’nin önemli köşe başlarını tutmuşlar. Ellerindeki her türlü araçları ‘basın, baro, dernek, sanat, kültür, ekonomi...vs ile Türk halkını büyük bir baskı altına almışlar ’ ) korkmadan, çekinmeden acilen adım atmasını bekliyoruz. Ve eğer bu hususta korkup sinersek, kendimize, geçmişimize avdet edip dönmezsek, bu gidişatımızda devam eder, kendimizi düzeltmezsek; emin olun Allah da koyduğu ‘tekvini-sosyal kurallarını’ Ra’d.13 değiştirmez; bir felaketten bir felakete sürüklenir dururuz.

Ümitvarız! Kadim değerlerimize dönüş, tarihimize, inancımıza, örf ve adetlerimize ve kültürümüze dönüş hususunda ümitliyiz! Zira, “Her şey aslına rücu eder”.

“Evet bakınız, zaman düz bir hat üzerinde hareket etmiyor ki, mebde ve müntehası birbirinden uzaklaşsın. Belki yeryüzünün hareketi gibi bir daire içinde dönüyor. Bazen terakki içinde yaz ve bahar mevsimini gösterir. Bazen de tedenni içinde kış ve fırtına mevsimini gösterir. Her kıştan sonra bir bahar, her geceden sonra bir nehar/sabah olduğu gibi, nev-i beşerin (insanlığın) dahi bir sabahı, bir baharı olacak inşallah. Hakikat-i İslamiyenin güneşiyle sulh-u umumi dairesinde hakiki medeniyeti görmeyi rahmet-i İlahiye’den bekleyebilirsiniz”. (Hutbe-i Şamiye).

Not: Başkan Erdoğan’ın direktifleriyle 56 bin vatandaşın görüşü alınarak, hukukun üstünlüğünü esası, öngürülebilir ve gecikmeyen bir adalet sistemi vizyonuyla hazırlanan 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi Beştepe’de ilan edecek. Bu belge Türkiye Yüzyılının da ilk belgesi olacak, İnşallah.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.