YAHUDİLER VE BAZI MÜSLÜMANLAR!

Bilirsiniz, Yahudilerin "seçkin millet" olma iddiaları önceden beri vardır. Gerçekten Allah, İlahi emaneti ve risalet vazifesini onlara vermişti.  O günkü insanların en üstünü kılmıştı. Düşmanları olan Firavunu ve kavmini helak etmiş, arzı mukaddesi onlara miras kılmıştı.

Fakat Yahudiler bir müddet sonra Allah'ın yolundan saptılar, isyan ettiler. Kainatı yerinen oynatacak günahlar işlediler. Hahamları Allah'ın haram kıldığı şeyleri kendilerine helal kıldı.  Helal kıldığı şeyleri de haram etti. Onlar da hahamlarının izine tabi oldular. Bazı şeyleri helali bazı şeyleri de haram kılarak kendileri için "uluhiyet"  iddiasında bulunan bu sapık din adamlarına karşı gelmediler, dediklerini yaptılar.

Yahudi din adamı "eşraf takımını ve saltanat sahiplerini" memnun etmek için Allah'ın "Şeriatını" değiştirmişlerdi. Halkın arzu ve heveslerini tatmin etmek için Allah'ın hükümlerini tebdil etmişlerdi. Böylece Allah ile ve Allah'ın inzal buyurduğu kitap ile alakalarını kesmişlerdi.

Bütün bunlara rağmen yine de onlar Yahudi ırkının Allah'ın oğulları ve dostları olduğunu iddia ediyorlardı. Güya cehennem ateşi kendilerini sayılı birkaç günden fazla da yakmayacaktı.

Bunlara göre artık mesele kendileri ile Allah arasında - Haşa- akrabalık, yakınlık ve tarafgirlik meselesi halinde idi.

Hâlbuki Allah bütün bunlardan münezzehtir. Allah ile kul arasında hiç bir zaman akrabalık ve yakınlık münasebeti diye bir şey olamaz.  Sadece kullar "sağlam itikat, Salih amel ve Allah'ın nizamına tabi olarak" ona yaklaşabilirler.  Kim bundan başka bir şey iddia ederse hiç şüphe yok ki Allah'ın gazabı onun üzerinedir.

Şayet bu sapık zihniyetli kimseler hidayet yolu gösterildiği halde yine sapık yollarına devam ediyorsa, gazabı ilahi daha da şiddetlenir.     

Bu Yahudilerin hali, günümüzde Müslüman olduklarını, Hz. Muhammed'in ümmetinden olup, Allah'ın kendilerine yardım edeceğini, sonra "iktisadi, içtimai ve ahlaki" yaşayışlarında dinden bir eser bulunmayan, hayatın her safhasından dini saf dışı eden ve Allah'ın koyduğu esaslardan, hükümlerden tamamen uzaklaşıp sıyrılmış bulunan Müslümanların haline benzer.

Bütün Müslümanlıkları; İslam adını taşımaktan ve bir zamanlar Müslümanların hayat sürdükleri topraklarda doğmuş olmaktan ibarettir.

Bunlar şu ayetin sanki görünür örneğidirler; " O Allah ki, göklerde ve yerde olan her şeyi bilir. O gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı da bilir. Kalplerde saklı olanları da bilendir O." (Tegabun 4. Ayet)  

(Devam edeceğiz)