Hava Durumu

Yağdır mevlam su!

Yazının Giriş Tarihi: 28.01.2022 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.01.2022 02:21

Hafta boyunca bereketiyle, feyziyle ve rahmetinin mücessem nimetiyle yeri kaplayan KAR; ülkemizin de bir anda gündeminideğiştirdi.

Çatlayan dudaklara
Sararan yapraklara
Kuruyan topraklara
Yağdır Mevla’m su

Malumunuz suyun da mertebeleri vardır: buhar, bulut, kar, su, buz.

Kar; beyaz, parlak, çoğunlukla altıgen şekilli, buz kristallerinden oluşan bir yağış çeşididir. Buz kristalleri 0°C altında su buharının yoğunlaşması ile oluşur.

“Çok sayıda kar kristal çeşidi olmasına rağmen hepsi altı köşelidir. Kar tanelerinin kristal yapıları birbirinin tıpa tıp aynısı değildir. Mikroskopla büyütülen kar taneleri üzerinde yapılan araştırmalarda, kristal yapıları birbirinin aynı olan iki kar tanesine rastlanmamıştır.

“Kar kristalleri üzerinde ilk araştırmaları yapan Amerikalı Wilson Bentley, gördüğü muhteşem sanat karşısında adeta büyülenmiş ve elli (50) yıl boyunca sürekli kar kristali fotoğrafı çekmiştir. Elde ettiği 6000 resim içinde kristal yapıları birbirinin aynı olan iki kar tanesine rastlayamamıştır. Daha sonraları diğer bilim adamlarının sürdürdüğü çalışmalar neticesinde şimdiye kadar kar tanecikleri arasında aynı büyüklükte, aynı şekilde ve aynı sayıda su molekülü ihtiva eden iki kristal bile bulunamamıştır.” (Wikipedia)

İşte bilimsel çalışmalar, Dünyanın var olduğundan beri yağmış olan kar tanelerinin hiçbiri bir diğerine benzemediğini söylüyor.

Düşünebiliyor musunuz; dünya yaratılalı beri(6-7 milyar yıl olduğu söyleniyor) yağan her bir kar tanesinde ayrı ayrı sanat icra edilmiş. Zihninizde, yağan kar tanelerinin sayısını birhayal etmeye çalışın; sokağınızda, mahallenizde, ilçenizde, şehrinizde, ülkenizde, kıtanızda,dünyanızda, bir saniyede, dakikada, saatte, günde, haftada, ayda, yılda ve toplamda 6 milyar yılda. Nasıl beyniniz yandı kısa devre yaptı değil mi?

Boşuna uğraşmayın insanoğlunun bildiği matematik, bu sayıyı ifade edemiyor henüz. Kar tanelerine bir matematikçi gözüyle bakarsanız, her birinde parabolik, hiperbolik, helezonik, sipiral ve helis eğrilerini görürsünüz. Göze çok hoş gelen bir simetri, estetik ve ahenkle karşılaşırsınız.

Aslında Allah’ın yarattığı bütün eşya, insanın parmak izi gibi, genetik bir şifreyle, bu aleme gönderiliyor; bilim ilerledikçe, bunları bir mektup gibi okumaya başladık.

İşte tefekkür; kâinatın her şeyiyle, bize rabbimizi bildiren, tanıtan bir mektup olduğunu görebilmek ve okuyabilmek demektir.Eşyayı böylesine teemmül etmek, bir ibadettir. Bunun için Hz. Peygamberimiz; bir saat tefekkür bir senelik ibadetten (nafile) daha evladır, buyurmuştur.

Muhakkaktır ki, yaratılan her canlının/varlığın Yaradana bakan yönü olduğu gibi yaratılanlara da bakan yönü, faydaları, hikmetleri vardır. Bu nedenle Sokrates; “kâinatta tesadüfe tesadüf edilmemiştir”, diyerek eşyanın hikmetle yaratıldığını söylüyor.

Şimdi anladık mı,“Onun ilmi her şeyi kuşatmıştır.”, ayetini?

Koca Üstad ile sözü bağlayalım:

“Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz. Bir harf kâtipsiz olamaz, biliyorsun. Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam şu memleket, (bu kâinat) hakimsiz olur?” (RN).

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.