Hava Durumu

Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!

Yazının Giriş Tarihi: 26.12.2015 09:34
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.12.2015 09:34

Mevlana hazretleri bir beytinde; "Başta bulunan nice ilim ve arzu vardır ki, sahibinin başa geçmesi ve mesrur olması için dolaşır. Fakat o sevda ile başı gider".

Meselâ Ebu Cehil'in kafasında böyle bir fikir vardı.

Kavmi arasındaki yerini kaybetmemek için her türlü mel'anetlerde, hıyanette bulunmuş, nihayet "Bedr Muharebesi'nde" yaralanmış, yere serilmiş, geberip gitmişti.

Aslında İslâm tarihine baktığımızda görülüyor ki, zaman zaman bir takım insanlar çıkmış, bazıları yakalanmış, kafası kesilmiştir.

Bunların bir düsturu vardır:

"Ya devlet başa, ya kuzgun leşe derlerdi" ki; "ya devlet tacını başımıza giyeriz, ya kırda yatan leşimize kargalar üşüşürler" demekti.

Devlet ve riyaset hırsı böyle tehlikelidir.

Fakat tarihin hemen hemen her döneminde de bu duygularla dolu kişilerin sahneye çıkışları hiç eksik olmamıştır. 

Bu baş olmanın ve başa geçmenin hırsı ve kibri, bu kişileri daima ayaklar altına almış zelil ve rezil etmiştir.

Hele hele bu hırs bir din adamında olursa ne derece kötü ve çiğ ve itici olduğu, zararında ne kadar uzun vadeli ve yıkıcı olduğu tarihte aşikar olduğu gibi bugünde bizatihi müşahede etmekteyiz.

Evet, her fesat hareketi, evvela iyi niyetler ve karşılıksız -fisebilillah- (Allah için hizmet ediyorum adına) olarak ortaya çıkar.

Sonra kartopu gibi büyüdükten ve yeterince güce eriştikten sonra maskesini çıkarır, nasıl yıkıcı bir yüz taşıdığı yaptığı ve yapacağı tahribatla o zaman görülür.

Demek ki, potansiyel olarak her insanda "meleklik yönü olduğu gibi Ebu Cehillik yönü" de vardır.

Bu nedenle yine Mevlanamızın dediği gibi; "Ger be suret ademi insanbudi; Ahmedu BuCehl hod yeksan budi".

Kalıba ve görüşe bakıp aldanmamalıyız.

Zahiren Ebu Cehil de kalıp olarak Hz. Muhammed gibi bir insandır ama aralarında yer ile gök kadar, melek ile şeytan kadar bir fark vardır.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.