Hava Durumu

Türk siyaseti ve bitmeyen harici zihniyet!

Yazının Giriş Tarihi: 03.12.2021 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.12.2021 07:30

"Tarih tekerrür eder" denilir.  Bu söz aynı zamanda, kişilerin iç duygularından, genetik yapılarından ve davranış şekillerinden bize bir fikir sunar. Zira insanoğlu his, zaaf ve duygularında dün nasıl zigzag çizmiş, tepkisini ortaya koymuş ise; bugün de aradan yüzlerce yıllar geçmesine rağmen aynı tavır ve davranışlarda bulunuyor.

Hadiselere göre yerini belirleme, safını seçme iradesi genellikle "akıl ve mantıktan" ziyade; "his, heves, menfaat ve duygular"  belirleyici rol oynuyorlar. Çünkü insanların geneli "ehl-i akıl ve tahkik" değiller. İşte böyle insanlar ve kişileri de yönlendirmek pek kolaydır. Bunların duygu yularını eline geçirenler bu kesimi istediği kulvara sürükler. 

Ülkemizde maalesef daha önce de yazdığımız gibi; Türk siyaseti normal şartlarda ve ölçülerde işlemiyor. İnsanlar parça parça bölünmüşler. Herkes kendi yolunu en doğru yol kabul etmekle kalmıyor; diğerlerine hayat hakkı tanımamak üzere davranış sergiliyor. Allah'ın her günü, her anı bu mücadeleye körükle giden  Türk medyası, bu milletin iç dünyasını, kimyasını alak-bulak ediyor. Bunları dinleyen insanlar sanki silah kuşanıp savaşa gidiyor gibi hayat meydanına atılıyor. Kahvelerde, caddelerde, evlerde, dışarıda bu minval üzere günlük hayat sürüyor. En ufak bir kıvılcımda, kimse kimseye tahammül etmiyor, karşısında kim olursa fark etmiyor; kendisinin siyasi düşüncesinde değil ise, en şeni tepkisini ortaya koyuyor.

Tarihimizde bir "hariciler" olayı var, biliyorsunuz:Bunlar,  "Siffin" muharebesinde Hz. Ali'nin (ra) safında  bulunmuş bir kısım cahil, serseri insanlardır ki, Muaviye ordusunun tam bozulma sırasında; Hz. Ali'ye isyan etmişler, muharebeyi durdurmazsan  seni yakalar, karşı tarafa teslim ederiz demişlerdi. Hz. Ali (ra) mecburen muharebeyi durdurdu. İki taraftan seçilen bir hakemin hükmüne göre hareket edilmesi kararlaştırıldı. Sonra yine bu herifler: "Allah'tan başkası hüküm veremez"diyerek  evelki fikirlerinden caydılar. Hz. Ali'ye gidip: "Biz hakemini kabul etmekle gavur olmuştuk. Aklımız başımıza geldi. Tecdid-i iman ettik, iman tazeledik. Sen de imanını tazele ve harbi (savaş) başlat. Allahtan başka kimse hüküm veremez," dediler.

Şu cahil ve şirret heriflere bakın ki, Ali (ra) gibi ashabın en âlimi olan bir zatın karşısında içtihada kalkışıyorlar ve ona gavur oldun demek edepsizliğinde bulunuyorlar. Cenab-ı Ali  bunları dinlemeyince ordudan ayrıldılar, eşkiyalığa başladılar.

Hz. Ali mütareke (ateşkes) yaptıktan sonra Nehrevan tarafında toplanmış olan bu heriflerin üstüne gitti. Davetine icabet göstermedikleri için onlarla savaştı ve savaşı kazandı. Ondan sonra Hz. Ali hanedanına ve Emevvi ve Abbasi hanedanına karşı çıkmış olan şakilere/haydutlara harici adı verildi.

Bugün benzer davranış ortaya koyan, halkın huzuruna musallat olan, kendi aklınca bir partiye sığınıp bozucu, yıkıcı şiddet gösteren, sadece kendi menfaatini önceleyen nice "hariciler" olduğunu görmek mümkün.

Evet, siyaset ve politika yaparken, yukarıdaki olay, turnusol kâğıdımız olmalı. Kendimizi, duygularımızı, tavır ve davranışlarımızı hesaba çekmeliyiz. 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.