Hava Durumu

Tarih boyunca münafıklardan çektiğimiz!

Yazının Giriş Tarihi: 28.10.2016 10:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.10.2016 10:10

Bu memleket ne çektiyse hep bizim gibi görünen fakat asla bizden olmayanlardan çekmiştir. Yani bir başka ifadeyle bu coğrafyaya en büyük darbeyi "münafıklar" vurmuştur.
O halde bunlara karşı konulacak en ciddi bir çözüm ve korunma şekli; bu münafıkları tanımak ve bunları halka tanıtmaktan geçer.

Bunun için de başvurulacak kaynak da mukaddes kitabımız "Kur'an-ı Kerim"dir. Peki, Kur'an-ı Kerim'de bunlar nasıl tanımlanmış, o ayetlere bir bakalım.
Kur'an-ı Kerim'in hemen ilk suresi olan "Bakara Suresinde", Müslümanlara beş ayet ile müşriklere iki ayet ile işaret edilirken münafıklara on üç ayet ile uzunca işaret edildiğini görüyoruz:
"Halkın iman geldiği gibi siz de imana geliniz, diye imana davet edildiklerinde, Süfeha takımının imana geldiği gibi biz de mi imana geleceğiz? diye cevapta bulunurlar. Fakat süfeha takımı ancak ve ancak onlardır; lakin bilmiyorlar." ( Bakara 13)
"Bu ve diğer ayetler münafıkların işlediği cinayetleri hikâye ettiği gibi onlara nasihat ve irşad vazifesini de görüyor. Burada vaktaki Kur'an, kamil insanlardan ibaret olan cumhur-u nasa (ekseriyeti teşkil eden müminler) ittibaen, halis bir imana onları davet ettiğinde, enaniyet-i cahiliyeleri heyecan gelerek, "Süfeha takımının imana geldiği gibi biz de mi imana geleceğiz?", deyip, gurur ve inatlarında ısrar etmekle, "Davamız haktır ve bizler hak üzereyiz" diye, batıl ve inatçıların âdeti gibi batıl davalarını hak, ve cehaletlerini ilim iddia ettiler. Çünkü nifakla kalpleri fesada uğramıştır. Tabiatıyla fasid (bozuk) olan bir kalp gururlu olur ve ifsadata meyleder. Binaenaleyh, kalplerinin fasid olmasından inad ediyorlar. Hedeflerinde fesatçılığı yaymak olduğundan dolayı birbirlerine halkı idlal (dalalete sürüklemek) etmeyi tavsiye ediyorlar. Ve gururlarının hükmüyle, diyanet ve imanı sefahet ve sefalet telakki ediyorlar. Nifaklarının icabıyla, bu sözlerinde de münafıklık yapıyorlar.zira bu sözlerinin zahirinden "Biz divane değiliz, nasıl sefihler gibi olacağız" gibi bir mana çıkar. Batınından ise, "Nasıl ekserisi fukara ve nazarımızda sefih olan mümünler gibi olacağız?" gibi, diğer bir mana çıkıyor."
"İşte bu durum içinde olan münafıklara karşı, " Ela, innehum humus süfeha", cümlesiyle Kur'an, halkı uyarmak için onların attıkları "sefahat taşını" onlara geri göndererek, bu münafıkları halkın arasında teşhir ederek, " ey insanlar dikkat edin asıl "sefihler" onlardır, diyerek ilan ediyor. " (İ.İcaz.S: 274.DİB)
FETÖ HADİSESİNİNİN

ÖZELLİKLERİNE BAKALIM
Şimdi, bu son münafıklık olayına, Fetö ifsadatına bir de bu yönden bakıp, inceleyelim:
Evvelâ; davalarının hak olduğunu savunuyorlar.
İkincisi; kendilerini üstün ve entelektüel mümin diye nitelendiriyorlar.
Üçüncüsü; kamuoyunda mevki ve makam sahibidirler.
Dördüncüsü; dünyada etkin ve yetkin bir mertebede olduklarını, ecnebi büyükleri tarafından muhatap alındıklarını, onların teveccühlerini kazandıklarını söyleyerek, gerçek Müslümanlığı temsil ettiklerini söylemiyorlar mıydı?
Beşincisi; zengin, müreffeh ve güçlü olduklarını, diğer Müslümanların zelil ve sefih olduklarını iddia etmiyorlar mı?
Altıncısı; verdikleri konferanslarla, sempozyumlarla, çıkardıkları medya ve gazetelerle, yaptıkları toplantılarla, devasa gayr-i menkul yapılar, alayiş ve nümayişlerle kendilerinin nasihate ve irşada ihtiyaçları olmadıklarını, asıl sefih görünümünde olan cumhurun nasihate ihtiyaçları olduğunu yüksek sesle ilan etmiyorlar mı?..
Yedincisi; en önemlisi İslam'ın temel akidesi üzerine sulandırıcı, idlal ve ifsad edici fetvalarla "kendilerinin hakka hizmet ve İslam'a himmet ettiklerini", davalarının hak olduğunu avazları çıktığı kadar bağırmıyorlar mı?..
İşte yukarıdaki ayet ve işte Fetö'nün fiil ve icraatları.

Kararı siz veriniz...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.