Hava Durumu

Tanzimat ve aydınlarımız! (2)

Yazının Giriş Tarihi: 26.12.2016 10:42
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.12.2016 10:42

Prens Metternick, Batıyı topyekün taklit etmek isteyen Osmanlı aydınlarını ikaz eden mektubunda fevkalade hayati noktalara parmak basıyor. Aksi halde ortaya Batıperest bir neslin ve aysın mahsulünün çıkacağını söylüyor. Devamla artık iflah olmaz bir hastalığa tutulacağını, bütün eski haşmetini ve gücünü kaybedileceğini bu mektubunda vurguluyor.

"Batı kanunlarının temeli Hıristiyanlıktır. Siz Müslümansınız, Türk'sünüz; böyle kalınız. Tatbik edemeyeceğiniz kanunu çıkarmayın! Hak bellediğiniz yolda ilerleyin. Batı'nın sözlerine kulak asmayın. Siz ilerlemeye bakın... 

Dininizin sizi toleranslı yapacak, diğer medeniyetlerden üstün kılacak ilkelerinden yararlanmaya bakın. Diğer dinlerden olan halkınıza tam bir himaye sağlayın. Onların dini işlerine karışmayın. 

Kanunlarınızı kesinlikle uygulayın. Batının gösterdiği yollara aldırmadan doğruca yürüyün. Bu yollara sapmayın. Çünkü tavsiye edilen bu yollar sizin bilmediğiniz yollar...

Adalet ve bilgiyi elden bırakmayın. Avrupa kamuoyunun az çok değeri olan kısmını yanınızda bulacaksınız...

Kısaca, biz Osmanlı'yı kendi idare tarzının tanzim ve ıslahı için giriştiği teşebbüslerden vazgeçirmek istemiyoruz. Fakat ona, bu ıslahatın, Osmanlı imparatorluğunun şartlarına ortak hiçbir yöne sahip bulunmayan modellerde aranmamasını, kanunlarında Doğulu âdetlere zıt düşen devletlerin kanunlarını taklide yönelmemesini tavsiye ederiz. Ama, Avrupa'yı örnek olarak almamalıdır kendine. Zira Avrupa'nın şartları başkadır, Türkiye'nin başka... Avrupa'nın temel kanunları Doğu'nun örf ve âdetlerine taban tabana zıttır. İthal malı ıslahattan kaçının. Bu gibi ıslahat Müslüman memleketlerini ancak felakete sürükler. Onlardan hayır gelmez sizlere."

Cemil Meriç bu ikazın samimi bir dost uyarısı ve öngörüsü olduğunu ifade ederken verdiği bazı örneklerle Metternick'i tasdik ediyor ve şöyle bağlıyor sözünü Meriç; "... Ama, irfanı tabiiyet değiştiren aydınlarımız, yeni Tanrılarına evlatlarını kurban ederler: 

Aydınlarımızın Frenkleşmeye başladığını, Batı'nın yalancı hayal dünyasına dalarak, kendi toplumunun değerlerinin dışına çıkıp, hazin bir sona düştüklerini, söylüyor:

"Cevdet Paşa'nın torunu (İsmet) Katolik Rahibesi; Fikret'in (Tevfik ) oğlu (Haluk) Protestan Papazı olur. Beşir Fuat'ın Cizvit okulundan aldığı eğitimle intihar ettiğini; Sadrazam Said Paşa'nın oğlu, Ali Namık'ın bir sosyalist olarak ömür boyu gurbette yaşadığını, ve bir yabancı firmanın temsilcisi olarak mezara girdiğini; dalalet ordusunun gönüllüsü olarak Baha Tevfik'in bütün milli değerlerimize savaş açtığını; Abdullah Cevdet'in ateist olarak, tek medeniyetin Batı medeniyeti olduğunu ispatlamak için kendini efendilerine adadığını," söylüyor.

Evet, Aydınlarımız! Hangi aydınlar? Osmanlı aydınları mı? Yoksa Batının ruhları devşirilmiş uşakları mı?  1789 tarihinden beri, sırtını milli değerlerine, milletine;önünü de kıblesi Batıya çevirdiği günden beri, bu ülkeye ihanet ve efendilerini de memnun etmekte hala hız kesmeden yarışmakta aydınlar.Biri artık hakemin düdüğü çaldığını, ve maçın bittiğini bunlara hatırlatması lazım, değil mi?..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.