Hava Durumu

Steve Jobs ve ölüm gerçeği

Yazının Giriş Tarihi: 29.12.2015 09:34
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.12.2015 09:34

"Seni beklemekte ve senin de sür'atle ona doğru gitmekte olduğun kabir, dünyanın süslü, lezzetli şeylerini hediye olarak kabul etmez. Çünkü dünya ehlince güzel sayılan şey, orada çirkindir." RNK.

Yukarıdaki gerçeği yakalandığı amansız hastalıkla fark eden veölümün nefesini ensesinde hisseden Steve Jobs bu hakikate insanların dikkatini çekiyor teknolojiye çektiği gibi.

Steve şöyle haykırıyor:

"İş dünyasında başarının zirvesine ulaştım. Diğerlerinin gözünde hayatım mükemmel bir başarı misaliydi. Gel gör ki, iş dışında çok az mutluluğum oldu. Sonuçta, maddî zenginlik hayatımın gerçek bir parçasıydı, artık alışmış olduğum.

Şu anda, hasta yatağında yatarken ve bütün hayatımı hatırlayıp gözden geçirirken fark ediyorum ki; o kadar gurur duyduğum herkes tarafından tanınma, takdir edilme ve bu maddî zenginlik, yaklaşan ölümle soluyor ve anlamını yitiriyor.

Karanlığın ortasında yaşam destek ünitelerinden çıkan yeşil ışıklara bakıyor, onların mekanik seslerini işitiyorum, ölümün nefesinin giderek yaklaştığını hissediyorum.

Artık biliyorum ki; hayatımızı idâme ettirecek kadar maddiyata ulaştığımızda maddiyatla alakası olmayan meselelerin peşinden gitmeliyiz. Bu meseleler Maddiyattan daha önemlidir ve olmalıdır.

Belki ilişkilerimiz, belki sanat, belki de daha genç olduğumuz zamanlardan bir rüya, bir emel. Hiç durmaksızın maddiyat peşinde koşmak bir insanı yoldan çıkmış bir varlığa dönüştürür, aynı benim gibi.

Tanrı bize hisleri diğer tüm insanların kalbindeki sevgiyi hissedebilmemiz için verdi, maddiyatın bizi uyutarak yönlendirdiği yanlış algılar için değil.

Ömrüm boyunca kazandığım paraları yanımda götüremem, götürebileceğim sadece sevgiyle beslenmiş hatıralarım. İşte bunlar gerçek zenginliğin, senin yanında hep kalacak olan, sana devam etmen için güç ve ışık verecek olan.

Şu anda hayatın hangi aşamasında olursak olalım, zamanı geldiğinde perde inecek."

Bir an için düşünelim; Hz. Âdem'den (as) bu yana kafile kafile arkasından gelen insanlar; bir süre dünya hanında kalmışlar ve daha sonra kaybolup gitmişler. Biz de o arka arkaya giden kafilelerden kim bilir kaçıncıyız? Bizden önce ne kadar insan geldi, bizden sonra ne kadar gelecek?

O halde,
"Nereden geldik, neciyiz, nereye gidiyoruz, bu dünyadaki işimiz nedir?" Steve gibi bizde şu soruların cevabını bulmak zorundayız, değil mi?
 

 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.