Hava Durumu

Son 200-250 yılda ancak bir Erdoğan yetişti...

Yazının Giriş Tarihi: 01.10.2021 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.10.2021 06:30

 ― "II.Abdülhamit Han gitmeden bu ülke düzelmez" diyen;

     Şeyh, din alimi, ateisti, mason, Ermeni ve Rum çeteciler hep beraber  "İttihat" ettiler, birleştiler.

 ― Abdülhamit gitti...

     10 sene sonra koca imparatorluk da gitti. 22 milyon km2'den 780 bin km2'ye düştük.

 ― Erdoğan da gider...

     Gider ama neler neler daha gider hiç düşündünüz mü?

 ― Bugün Erdoğan karşısındaki cepheye bakmak yeterli...

 ― Şu anki muhalefet profili aynen 1908 öncesi profil gibi dizayn edilmiş.

― Dindarından dinsizine,

     Yahudisinden Ermenisine , vatanseverinden hainine varıncaya kadar her kafadan sesin olduğu o zamanki muhalefet  korosu gibi.

Ne demişti büyük Üstad:

"Her bir zamanın insî bir şeytanı vardır. Şimdi beşerde insan suretinde şeytanın vekili olan ruh-u gaddar, fitnekârane siyasetiyle cihanın her tarafına kundak sokan el-hannas, altı hutuvatıyla (tuzak)  âlem-i İslâmı ifsad için insanlarda ve insan cemaatlerindeki habis menbaları ve tabiatlarındaki muzır madenleri, fiilî propaganda ile işlettiriyor, zayıf damarları buluyor.

Kiminin hırs-ı intikamını, kiminin hırs-ı câhını (makam,koltuk..), kiminin tamahını, kiminin humkunu (ahmak), kiminin dinsizliğini, hattâ en garibi kiminin de taassubunu işletip siyasetine vasıta ediyor."

Dün kullandığı aynı tuzağı ve taktiği, bugün de kullanıyor:

     "Abdülhamid gitsin de ne olursa olsun"

     Örneğinde olduğu gibi;

     "Erdoğan gitsin de ne olursa olsun"

     Moduna girmiş olmalarına

     "Tesadüf" mü yoksa

     "Tekerrür" mü dersiniz?

     "... hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi"

     Beyler buradan Allah'ın evine kadar sorumluluğumuz vardır.

     Evet Erdoğan'da gider...

― 19 Temmuz 1909'da

     Ayasofya meydanında o zamanki Volkan Gazetesinin başyazarı

     Derviş Vahdeti,

     Mithat Paşa ile karşılaşır ve sorar;

     "Paşam!

     İstediğiniz oldu.

     Abdülhamid gitti.

     Şu an projeniz nedir,

     Neler yapmayı düşünüyorsunuz?"

     Alınan cevap oldukça ilginçtir.

     "Biz sadece Abdülhamid'i yıkmaya odaklanmıştık!." der...

― 100 yıl sonra bu ülke tarihi yazılırken benim de Erdoğan'ı yıkanlarla beraber olup;

 ― ABD, İngiliz ve Alman politikalarına hizmet etti, denilmesini istemiyorum.

 ― 100 yıl önce Sandanski'ydi, Haim Naum idi.

 Bugün Murat Karayılan.

 ― 100 yıl önce İttihat ve Terakkiydi.

 Bugün AB, ABD, dış güçlerle sarmaş dolaş olan siyasilerdir.

― Kusura bakmayın 100 yıl sonra aynı hatayı işleyenlerden olmayacağım.

 ― Elbette bir iktidarın doğruları da yanlışları da olabilir.  Zira günahkârlardan ibaret insanların oluşturduğu bir iktidar, hatalar yapabilir ve bu insanın tabiatında vardır. Bu nedenle bana düşen şey,   yanlışlarını söylemek, ikaz etmektir. Ama son kararım büyük Üstad'ın dediği gibi olmalıdır:

"Ben tokadımı Antranik ile beraber Enver'e, Venizelos ile beraber Said Halim'e vurmam. Nazarımda vuran da sefildir."

     Erdoğan'ı indiren şer cephesiyle beraber olmayacağım. Kim ki, samimi olarak büyük "fesat tablosuna" bakarsa; kendi hareketinin kimin hizmetine yaradığını görecektir. Hiç de vicdanını ikna için mazeret üretmesine gerek yok.

 ― İnanarak söylüyorum, ülkemdeki siyasi mücadele; 200-250 yıl önce başlatılan Hilal-Haç Mücadelesinin devamı ve Osmanlıdan Haç'ın intikam alışıdır. Erdoğan BOP projesinin Türkiye ayağını fesada uğratmıştır...

Not: Erdoğan şayet "Kamalist cepheden" çıksaydı, bugün heykelleri dikilecekti...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.