Hava Durumu

Şimdi sıra eğitimde kültürel hamlelerde!

Yazının Giriş Tarihi: 04.02.2022 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.02.2022 04:52

Aliya İzzetbegoviç, “Özgürlüğe Kaçışım” kitabında şöyle bir tespitte bulunur:

“Bugünün İslam âlemine baktığımızda edinilen başlıca izlenim, onunla gelişmiş Batı arasında muazzam bir kültürel ve teknolojik mesafe bulunduğudur. Kültürel gelişmeye itina gösterilmesi şartıyla teknolojik mesafe nispeten kısa sürede aşılabilir; söz konusu kültürel gelişme esas olarak makul (reasonable) bir eğitim sistemi ve halk kültürünün tüm biçimlerinin teşvik edilmesi yoluyla sağlanabilir. Kendisini örgütleyen ve kendisine açık bir hedef koyan bir toplum, öbür türlü onyılları hatta yüzyılları alacak olan teknolojik ilerlemeyi nispeten kısa bir zaman diliminde başarabilir”.

Bu tespitten ülkemize baktığımızda, aklı başında her vatandaş şunu rahatlıkla ifade edebilir; eğitim sistemimiz kalın bir kale duvarı ile kendi halkının değerlerine kapatılmıştır. Bu sistemde kendi milletinin değer yargıları kaale alınmamış ve buradan gelen tüm talep ve istekler o kalınsağır duvarına çarpmıştır. İktidarlar değişmiş, halkın iradesi yönetimde hâkim olmuş; lakin eğitimdeki, yürürlükteki sistem aynı katı minval üzerine devam etmiştir. Hatta muhafazakâr hükümetler zaman zaman bu duruma ve kapalı düğüme işaret etmiş, bırakın iyileştirmeyi, sadece dert yakınmışlardır.

Bu görünmez noktaya projektörlerimizi çevirdiğimizde karşımıza “resmi ideoloji, derin devlet”etiketi çıkmaktadır.

Bu hususta tekrar Aliya İzzetbegoviç’e söz verelim. Aliya şöyle diyor:

“Unutulan şey -benzersiz bir milli unutkanlık vakıasında olduğu üzere- mevcut değildir. Arap elifbasının ilgası, Türk tarihinin radikal bir inkârıydı. Eğer Türkiye’nin gerçekten geçmişini unutması, varlığını değiştirmesi, üzerinde bulunduğu mahiyetinden çıkması -ki özü itibarıyla son derece İslamî bir ulustu- istenmişse, o zaman alfabe değişikliği bunu başarmanın en etkili yoluydu. Bir kanun vasıtasıyla empoze edilen başka hiçbir tedbir bu hedefi daha iyi ve daha hızlı gerçekleştiremezdi.”

Şimdi bu düşünceden biz yeniden Arap alfabesine dönelim diye bir fikri ileri sürmüyoruz. Lakin tedrisatta kendi kültürümüze, inanç değerlerimize, bizi biz yapan örf ve adetlerimize dönmememiz için hiçbir mâni yok, tam tersi eski ihtişam ve savletimize rücu için halkımızda; birikmiş bir özlem ve muazzam bir talep olduğu aşikardır.

İşte bunu gören bilhassa Cumhurbaşkanı RTE:

“Maarifte birçok fiziki ve teknolojik hamleleri başarmamıza rağmen, eğitimimizde arzu ettiğimiz başarıyı ve kültürel hamleleri yapamadık”, diyerek bu noktaya dikkat çekmiştir.

Yukarıda Aliya’nın dikkat çektiği noktalardan birinde; yani Batı âlemi ile aramızdaki teknolojik mesafenin artık kapanma ve hatta Batıyı aşma safhasında olduğumuzu görüyor ve alkışlıyoruz. Ki, Batılılara bile bu başarıyı itiraf ettirecek muazzam hamleler yaptık, birçok alanda da onları geçtiğimizi kendi basın/medyatik haberlerde ve askeri raporlarda itiraf ettirdik ve ettiriyoruz.

Gelelim vurgulanan ikinci noktada ise; maalesef burada (eğitimde) aynı başarıyı sağlayamadığımızı ülkenin Reisicumhuru alenen itiraf ediyor.

İşte bu durum, diğer hamleleri ve başarıyı da inkıtaa uğratacak çok tehlikeli bir riski içinde barındırıyor: Zira siz bu toprakların çocuğunu ve neslini kendi tarihi, milli ve dini değerleri üzerine donatamazsanız, istikbalinizi de istiklalinizi de tehlikeye atarsınız. Buna içeriden ve hariçten bir sürü örnekler vermek mümkündür.

Şimdi sıra kültürel hamlelerde, bu imkân ve bu güç, bu milletin genetiğinde münderiçtir. Yeter ki, Hükümet ve Maarifböyle bir adım atsın; arkasından tüm mazlum ve mağdur dünyanın ve bilhassa İslam âleminin parmak ısıracağı müthiş bir dönemi hep birlikte yaşayacağız.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.