Seçimin son dönemecine girdik!

(Öyle bir Tokat Olsun ki, ABD ve Pennsylvania'dan duyulsun)

İnsan çabuk unutur, çabuk hislerine mağlup olur ve çabuk etkilenir bir mahlûktur. Bir güzel ve iyi hareketi, kötü bir adamdan görse, aldanıp peşine düşebilir. Yani kısacası, münafıkların elbette bazı iyi, güzel tavırları ve hareketleri vardır; ancak siz bütününe bakınız, geneline bakınız. İnsan, yapılan icraatlerin sonucuna ve meyvelerine, yapıcı ve yıkıcı yönüne bakıp ona göre karar vermelidir. Aksi takdirde, aldanır ve aldatır.

"Bu asrın acip bir hassasıdır. Bu asırdaki ehl-i İslâmın fevkalâde safderunluğu ve dehşetli cânileri de âlicenâbâne affetmesi;..musibet-i âmmenin devamına ve idamesine, belki teşdidine kader-i İlâhiyeye fetva verirler; Biz buna müstehakız derler."

Bu cümle Kastamonu Risalesinde geçiyor. Kanaatimce önümüzdeki seçim için de bir ölçü mesabesindedir. Müslümanlar ihtar ve ikaz edilmektedir. Yanlış bir uygulama, bir tercih hakikaten telafisi imkânsız zararlara yol açabilir. Bütün kazanımları bir çırpıda götürebilir. Temiz, gayretli, hamiyetkâr Müslümanların, adeta tırnaklarıyla bir noktaya kadar getirdiği bir davayı/akideyi/inancı/kazanımı bir anda tersine çevirebilir.

Düşünün ki; bütün engelleri aşmışsınız, zor şartları geçmişsiniz, virajlardan kurtulmuşsunuz tam da düzlüğe çıkarken önünüze çıkan son dönemeçten de geçmek üzere iken; bir anlık bir hata, yanlış bir tavır, bir ihmal kullandığınız "otobüsü" uçuruma yuvarlatabilir, önce ki bütün gayret ve mücadelenizi sonlandırabilir, değil mi?

Aynen bu örnekte olduğu gibi; Türkiye, kuruluş yıllarından itibaren Batılı bir (bazen açık bazen kapalı) zındıka şebekesiyle mücadele vermektedir. Konjonktür gereği, bu zındıka hep galip ve etkin olmuştur. Bunlar yanlarına ülkenin 'Seçkinci Elit Gurubunu' alarak, yönetim erkine her daim hâkim olmuş ve %99'u Müslüman olan bir ülkede, tamamen Batı Kültürünü dayatarak (çağdaşlık adına), halkı da bilhassa Din/ İnanç yönünden ezmiş, horlamış, hırpalamış, maddi ve manevi işkencelerle bir ülkenin yıllarını heba etmiştir.

İLAHİ KADER İŞ BAŞINDA!

İşte böyle bir yaşam tablosunda, 'İlahi Kader'in de müzaheretiyle, bu zındıka nihayet mağlubiyet tokadını yemeye başladı. Arada bir iki başarılı 'Halk Çıkışı' olmuşsa da özellikle son 15 yılda, halkın önüne çıkan RTE(Erdoğan), önüne konulan bütün gayr-ı resmi engelleri/tuzakları bir bir aşarak yönetimi zındıkanın elinden almayı tamamen başarmıştır.

Gücünü halktan alan hükümet;  gönüllerin, kalplerin hasret kaldığı, İnancını/ kültürünü hızla ihya ve inşa ederek,dünya kamu oyununda dikkatini çekecek,  devasa eserleri hayata geçirmiştir.  Bu başarılar, aynı zamanda ortak sıkıntıyı hala yaşayan diğer İslam dünyası için de bir umut ışığı olmuştur.

Bunun bir vakıa olduğunu, muvafık/muhalif herkes, dünya üzerindeki ülkemiz için gösterilen tepkilerden okuyabilir.

MEKANİZMA ZAMANLA AŞINIR!

Tabii ki, işleyen mekanizma zamanla aşınır. Hükümetin de yıpranması normaldir. Bu aşamada, içine sızan bir çokart niyet sahibi kişilerin yaptığı fahiş yanlışlar ve ego sahibi kişilerin mütekebbir tavırları, koltuğun verdiği imtiyaz ve imkânlar neticesinde, zamanla halkın soğumasına, yavaş yavaş uzak durmasına, üst perdeden tepki koymasına başladığı bir merhaleyi de yaşadığımızı görüyoruz.

Esasen burada bana göre Hükümetin de en büyük gafleti; Zamanında bu aşınmayı fark edip olaya acilen el koyamamasıydı. Bilhassa üçüncü dönemde büyük bir değişimi yapması artık zaruri hale gelmişti. Laçkalaşan, aşınan, bürokratik/ jakoben tavırlar ortaya koyan, tek adamlık rolünü oynayan kişi ve gurupların tasfiye edilmesini maalesef halkın arzusu ve beklentisi ölçüsünde hükümet sağlayamadı. Bu da büyük bir yaraya yol açmıştır.

CHP SİTTİN SENE İKTİDAR OLAMAZ!

Ancak, muhalefetin halkın üzerinde bıraktığı o kadar büyük bir travma var ki,bu halk sittin sene CHP/ Jakoben kesime iktidar erkini bir daha teslim etmeyecektir. Bunun bilincinde olan CHP, yanına halkı etkilemek, yanıltmak için azınlık bazı sağ görüşlü partileri alarak, farklı bir imaj çizmeye başladı. Burada samimi olmadıkları, her hallerinden belli olmakta. Çok çok küçük bir kesimin dışında bunlara aldanan da çıkmayacaktır. Sokakta, kahvede, işyerlerinde, halkın konuşmalarından anlaşılmaktadır.

Türk halkı geçmişte maruz kaldığı bed muamelelerden dolayı oldukça tecrübelidir. Bu son virajı da salimen aşacaktır.