Sana şükürler olsun Ya Rab!

15 Temmuz gecesi ülkemiz büyük bir felaket atlattı. Tarihinde birçok musibet ve felaketleri yaşamış olan 'necip milletimiz', geçmişinden aldığı 'ders ve tecrübe' ile bu hain saldırıdan da en az zayiat ile "salimen" kurtulmuştur. Ve inanıyorum ki bu felaket geleceğimiz açısından en büyük bir galibiyeti de ebediyen bu millete istiklal ve bağımsız olarak bu ülkenin devam edeceği adına sunmuştur.

Aziz Milletim! Nedense bu ülke üzerinde, 'haçlı dünyasının' emelleri ve kinleri bitmiyor ve dinmek bilmiyor. Ben bunun nedenini, Alman Başbakanı Merkel'in şu cümlelerinde arıyorum: "Erdoğan Körfez Köprüsü'ne Osmangazi, Boğaz Köprüsü'ne Yavuz Sultan Selim adını vermekle, Osmanlı ruhunu ihya ediyor...

Adına inşallah ileride 'Demokrasi Bayramı' diyeceğimiz halka ve vatana karşı yapılan Kalkışma Harekâtı'nın, bütün güç ve cesaretini, yukarıda değindiğimiz 'haçlı güruhundan' aldığı pek aşikardır. Fakat 'Allah'ın da bir tuzağı vardır' ayeti, 'onlar bir tuzak kurdular' planını bozmuştur ve bu planı bozmakla kalmayıp bu tuzağı onların başlarına geçirmiştir.

15 Temmuz tıpkı 'Kurtuluş Savaşına' benzemektedir. O zamanki düşman istilasına karşı, kadın, erkek, çocuk, yaşlı, genç, ihtiyar demeden bir millet nasıl topyekûn 'İstiklal Mücadelesi'ni' verdiyse,  15 Temmuz gecesinde de asil Osmanlı ecdadının torunları olan "necip Türk milleti" yediden yetmişe sokaklara, meydanlara dökülerek, tarihe ve dünyaya "destansı " bir şekilde mücadele verdiler. Düşünün ki, günlerden beri, bizim de içinde yer aldığımız halk sokaklarda sabahlıyor. Reisin artık evlerinize dönün sözünü duyana kadar da beklemeye devam edecek.

Bu öyle bir mücadele idi ki, bu asrın kanını emen "emperyalist haçlı dünyası", bir ders aldığı, bir tokat yediği gibi, eminim ki 'İslam Dünyası da' çok büyük bir "ibret ve istiklaliyet" dersini almıştır.

Sana şükürler olsun Ya Rab! Bu milleti bir kez daha aziz kıldığın için! Sana şükürler olsun Ya Rab! Bu milletin iradesine ve namusuna kastedenleri bir kez daha zelil kıldığın için.