Hava Durumu

Rütbe şeref vermez!

Yazının Giriş Tarihi: 12.11.2021 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.11.2021 07:30

Halkın bir kısmı şerefi; muhteşem malikanelere malik, bir sürü hizmetkarları beslemek ve muhteşem arabalara binmek, zengin olmaktan ibaret zannediyor.

Diğer bir kısmı ise şerefi; 'kıymettar, süslü, pahallı elbiseler giyinmekte, üstünde kıymeli paha biçilmez elmas, zümrüt, altın gibi mücevheratı taşımakta' zannediyor.

Daha başkası; beylik, paşalık ve ikram edilen koltuk ve makamlarda zannediyor.

Bir kısmı da medyada, kamuda kendisine sunulan şan ve şöhrette, çekilen tamennalarda, alkışlarda, aferinlerdeolduğuna kanidirler.

Benzer misalleri çoğaltmak mümkün, lakin şöyle bir gerçek vardır ki; halkın nazarında sayılan tüm bu "dünyevi sıfatlar" gerçekte "mezar kapısına" kadardır. Burada sönüp gider ve beş para değerinde olmadıkları ve bunun aldatıcı bir rüyadan ibaret olduğu anlaşılmış olur. Bir kısmı da mezara bile varmadan, sille-i tedibi yer, maskara olur, gider.

İşte zatında, hakiki "fazilet ve kemal" sahibi bulunmayan, sırf şu bu nedenlerle kendisine takdim edilen koltuklar, mevkiler, makamlar ve rütbeler  elinden çıkınca bakınız o kişinin halkın içinde reva gördüğü muamelelere? Ne hale gelir? Milletin kendisine gösterdiği teveccühten -yüz çevirmesinden- insanlar arasındaki gerçek değeri ortaya çıkar, değil mi!

Bu sefer de, ısrarla, kaybettiği "o geçici, yalancı mevkiye" ulaşmak için  tırmanır, çırpınır, çabalar durur. Bu hırs ile bürünen gözünün göremediği, idrak edemediği nahoş hareketler, adımlar atar; yeter ki tekrar o eski şan ve şerefine ulaşabilsin.

Fakat heyhat! Aslında o kaderin sillesini, feleğin tokadını yediğinin, halkın nazarında sefil derekelere düştüğünün farkında değildir. Çırpındıkça daha da aşağı derekeye yuvarlanacak, tırmandıkça daha da batacak, halkın nazarında hak etmediği bütün mevki ve konumundan, ariyeten takılan şerefinden tamamen yok olacak ve en nihayet nazarı ammede en dip noktaya yuvarlanıp hakiki yerini alacaktır. Bu, kaderin bir cilvesidir. Süreç uzun sürse de. Kader imhal eder; lakin ihmal etmez.

Aldatmaca ile yalancı lakap, şan ve şöhretlerle "hamiyet, haysiyet ve şeref libasına" bürünenler (büründürülenler); velev ki bir asır da böyle görünseler, yine de bir gün o sahte libas yırtılacak, o maske düşecek ve o va'di hak, o kader-i ilahi hükmünü er-geç kaza edecektir.

Küçük küçük su sızıntıları, kaynağın varlığına delalet eder. Ülkemizde bilhassa "siyasi ve politik arenada" ortaya çıkan, patlak veren olaylar ve hadiseler; ilerde o platformda ortaya çıkacak büyük hadiselerin de delilidir.

"Elbet doğar bir gün şems-i hakikat;

  Hep böyle müebbet mi kalır zulmet-i alem".

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.