Hava Durumu

Rus hapishanesinden bir mektup!

Yazının Giriş Tarihi: 02.10.2020 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.10.2020 06:30

Bugün bir dostumun bana ilettiği mektubu paylaşacağım. Artık ülkemiz yeryüzü Müslümanlarının "melce ve mence"si olmuştur. Sıkışanların başvurduğu bir kale durumundadır. Tarihte Osmanlı'yı Osmanlı yapan hasletler, yeniden bizde filiz vermeye başladı. İnşallah Türkiye'miz, eski kuvvetine ve kudretine ulaşacak ve hatta geçecektir.

İşte Rusya'dan gelen mektup:

"Esselamu Aleyküm ve rahmetullahi ve berakatuhu...

Ben Evgeniy Lvovich Kim (Abdulcelil).

Sizlere Rusya'nın Habarovsk bölgesi Üstadımızın tabiriyle medrese-i Yusufiyesinden* yazıyorum...

Sovyet Rusya'sında, tüm iman hakikatlerine adeta dehşetli bir deccal gibi hücum edildiği bir hengâmda, 1975 yılında Kore'li bir ailenin ferdi ve Sovyet vatandaşı olarak dünyaya geldim...

Çocukluğum ve gençliğim adeta zifiri bir karanlık içindeydi, her şey materyalist felsefe ile oluşturulmuş, dimağlar adeta köreltilmiş, kendimi dipsiz bir kuyunun içine düşmüş gibi hissediyordum...

Hayat acılaşmış, adeta her gün yeni bir dehşetli işkence halini almıştı... Yüreğim, dimağım ve tüm zerrelerim Emirdağ Lahikası'nda**  Niyazi Mısrî gibi şöyle haykırıyordu..

"Lütf u kahrı şey-i vâhid bilmeyen çekti azabOl azabdan kurtulup sultan olan anlar bizi."

Müslüman olduğunu bildiğim bir arkadaşa kafamdaki sualleri sormaya başladım, bazı sorularıma cevap veriyor ve ben tarifi mümkün olmayan bir haz duyuyordum... Kendi kendime dedim, evet buldum, ben Müslüman olmalıyım...

Ve o arkadaş vesilesiyle şahadet getirip Müslüman oldum...

Kafamda yüzlerce sual vardı, Müslüman olmuş, fakat halen cevaplarını bulmuş değildim...

Tevafukken, sonradan Risale-i Nur Talebesi olduğunu öğrendiğim kişilerle tanıştım, sabahlara kadar bıkmadan sorularımı dinlediler, her sualime kitaplardan okuyarak cevap veriyorlardı, sanki bir hazine bulmuşçasına sevinmiştim...

Ve Risale-i Nur Külliyatını adeta çölde günlerce susuz kalmış bir kişi gibi içercesine kelime kelime okumaya başladım, her cümlesinde hayretler içeresinde kalıyor, okuma iştiyakım daha da artarak devam ediyordu...

Rusya'da Risale-i Nur talebelerine lastikli bir kanun olan 282/2 maddesi ile saldırılmaya başlandı, dershaneler basılıyor, tüm kitaplara sanki dehşetli bir şeymiş gibi el konuluyor ve nur talebeleri tutuklanıyordu. Ben de sadece bu Kuran hakikatlerini okuduğum için tutuklandım. Bu lastikli kanun ile yargılanarak 3 sene 9 ay hapis yattım. Kanun namına kanunsuzluk yaparak 4 yıla yakın ceza ve zulüm gördükten sonra hiçbir kanunda yeri olmadığı halde ve kanunen mümkün olmayan bir uygulamayla karşı karşıya kaldım. Beni emniyet müdürlüğü Rus vatandaşlığından çıkardı. Herhangi bir vatandaşlığım olmadığından gayri insani bir ortamda bir yıldan fazladır tutuluyorum. Türkiye Cumhuriyeti Moskova Elçiliğine avukatım aracılığıyla iltica talebinde bulundum, fakat oradan da herhangi bir olumlu-olumsuz cevap şu ana kadar alamadım.

Bu gayri kanuni uygulamaya göre beni bırakabilmeleri için bir ülkenin beni kabul etmesi gerekiyor. Ben üstadımdan aldığım ders ile diyorum ki;

"Evet ümidvar olunuz, şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sadâ, İslâm'ın sadâsı olacaktır!"

Ve ümidimi yitirmiyorum, elbette ki "Mazlumun ahı, tâ arşa kadar gider."

İnşallah Tez zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nden sevindirici haber gelir ve bu zalimce, gayri kanuni durum biter diye dua ediyor dua bekliyoruz...

Rusya Habrovsk Medrese-i Yusufiyesinden, mazlum nur talebesi Abdulcelil..."

*Medrese-i Yusufiye: Hz. Yusuf (as)'un iftira, haksızlık ve zulüm ile hapiste kalmasından kinaye olarak, "iman ve kur'an hizmetinden" dolayı hapse atılanların hapishane' ye verilen isim.

** Risale-i Nur Külliyatı'ndan bir eser.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.