Hava Durumu

Rabbim! Bizi helak mi edeceksin!

Yazının Giriş Tarihi: 08.10.2021 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.10.2021 06:30

"Kureyş müşrikleri: Ya Rabbi, eğer bu Kur'an, senin indinden gelmiş Hak bir söz ise inanmadığımız için başımıza gökyüzünden taşlar yağdır, yahut bize can yakıcı bir azap getir. Habibim, sen aralarında bulundukça Allah onlara azap etmez, tevbe edip dururken de Allah onlara yine azap etmeyecektir." (Enfal:32-33)

Hz. Ali buyurmuştur ki:

 "Allahın gazap ve azabına karşı yer yüzünde emniyet siperi olarak iki şey vardı. Biri hz. Peygamber idi ki o irtihal etti. Diğeri, "istiğfardır" ki o bâkidir. "

Binaenaleyh bizler de istiğfar siperine  sarılıp, Allah'ın gazapından kurtulup avfına ve mağfiretine nail olmaya çalışmalıyız.

Evet, Kureyş Müşrikleri böyle hezeyan ettikleri ve gökten başlarına taş yağmasını istedikleri halde istedikleri olmuyordu. Çünkü aralarında Hz. Peygamber ve istiğfar eden diğer Müslümanlar bulunuyordu. Ne vakit ki, HİCRET vuku buldu ve Mekke'deki Müslümanlar da yavaş yavaş çekildi; ondan sonra Kureyşîlere karşı felaketler başladı. Evvela, Bedir'de mağlup oldular. Eşraftan çoğunu o savaşta kaybettiler. Hendek savaşında bir şeye muvaffak olamadan döndüler. Sonra bir kıtlığa uğradılar. Nihayet Mekke fethedildi.

Mesela; Hz. Hüseyin'in (ra) Hicazdan çekilmesi üzerine Medine ve Mekke ahalisinin uğradığı felaketlerdir.

Mevlana Hazretleri buyuruyor ki:

"Bir Allah adamının kalbi incinmedikçe Allah hiçbir kavmi rüsvay etmez". Onun için "ehlullah" denilen Allah'ın salih kulları bulundukları beldede siper-i kaza hükmündedirler. Allah onların yüzü suyu hürmetine o beldeler halkını kerzuk ve muhafaza eyler. Çünkü Kur'an'da:

"Zalimlere meyletmeyiniz, onlara taraftar olmayınız. Taraftar olursanız onlara gelecek azap ve ilahi tedip ateşi size de isabet eder," buyurulmuştur. (Hud.113)

Evet Allah'ın azabı gelince umumi olarak gelir. Şunu bunu ayırt etmez. Hepsini silip süpürür. Ormana ateş düşünce ağaçların ne kurusu kalır ne de yaşı!

Şimdi çevremizde meydana gelen musibetleri bir de bu İslami perspektifinden değerlendirelim. Allah'ın kanunu geneldir, tebeddül etmez, değişmez. Kur'an-ı Kerim'deki kıssaları bize bakan bu mesajlar yönüyle, ibretle üzerinde düşünmeli ve bu asrın maddeci insanları olarak bu olayları değerlendirmeli ve muhasebemizi yapmalıyız.

Son yıllarda gerek ülkemizde ve gerekse de dünya üzerinde insanoğlunun üzerine adeta yağmur gibi "bela ve musibetlerin" yağdığını görüyoruz. Özellikle şu salgın virüs hastalığı, bir kabus gibi insanoğlunun üstüne çökmüştür. Hayatın bütün lezzet ve zevkini alıp götürmüş, her akşam istatistiki rakamlarla naklen hastalanan ve ölen insanların haberlerini büyük bir endişe ve korkuyla izliyoruz.

Yukarıda İlahi kelamın açık ve net emrine rağmen; materyalist ve maddeci insanların hayvanca bir yaşam peşinde ömür tüketmeyi, yaşamın yegane gayesi olarak sürdürdüklerini, sanki ölmeyecekmiş gibi "hayvani ve şehvani zevk ve arzular" peşinde koştuklarını, bütün bu İlahi ikaz ve musibetlere kulaklarını tıkadıklarını "sosyal medyadan, ekranlardan" ibretle ve hayretle izliyoruz.

Rabbim uyanmayı ve hatadan dönmeyi bizlere nasip eylesin. Ve sözümüzü yine şu ilahi kelamla bitirelim:

"Rabbim, içimizdeki bazı beyinsizlerin yaptıklarından ötürü bizi helâk mi edeceksin?" (araf. 155)

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.