Panzehir doğru İslamiyettir (1)

Ağlatmakta ve aldatmakta kainatın en mahir öykü örgütünü kuran "Fetö", şimdi de "ceza evleri mektupları" adı altında duygu sömürüsünün farklı bir veçhesini vizyona soktuklarını görüyoruz.

İnsanların his ve duygu tellerine vurmakta müthiş başarılı olan bu papaz kırıntısı, sanki Aziz Paul ismetine haiz bir vazifeyi ifa ediyormuş inancı içinde "ikinci senaryo" ya, yani filmin ikinci perdesine geçtiler. Dışarıdaki kriptocularını ve paralı şövalyelerini sahneye sürerek o müthiş yeteneğini kullanmaya başladılar.

Aslında insanları aldatmakta ŞEYTANA bile pabucu ters giydirecek bir zekaya sahip olan bu güruh, elindeki tüm argümanları sahaya sürüyor ve sürecektir. Kur'an-ı Kerim'deki tarif edilen münafıklığın bütün özelliklerini üzerinde taşıyan bu " Batıl Mezhep", bir virüs gibi maalesef ülkemizde kendine yerleşecek kalpler buldu. Saf ve ham madenler gibi.

Zira, bu mezhep gizlilikte ve aldatmakta profesyonel ajanlara şapka çıkartacak mahiyette. Üst akıl hiç bir zaman ana gayesi İslami yok etmek olan hedefini aşikar etmeyecek. Çünkü bu, ortaya çıktığı gün, örgütün buz gibi eriyip zeval bulacağı bedihidir. Bu nedenledir ki, örgütün kurşun askerleri kolay kolay kopmayacak. Yer altına girecek ve küresel sermayeyi elinde tutan üst akıl tarafından beslenecek ve uygun bir zaman ve zeminde tekrar zuhur edeceği muhakkaktır. 

O halde, bunlarla mücadele sadece polisiye yöntemle değil tüm eğitim kurumlarında  "doğru İslamiyet'in ve hakiki Müslümanlığın " devlet eliyle verilmesinden geçer. Bu nedenle Türk eğitim müfredatı behemehal değişmeli ve aslına rücu etmelidir. Artık bu ülkenin çocukları ve gelecek nesil çağdaş batı medeniyeti yalanlarından, beyni uyuşturan ve batıya köle yetiştiren bir eğitim diktasından kurtulmalı ve kendi kültürüne, bin yıllık fabrika ayarlarına dönmeli, yerli eğitim modelini tedris etmelidir.

Yani zehire karşı Panzehir.

Evet, Batıl ve Sapık mezheplere, meşreplere, münafıklıklara karşı en tesirli PANZEHİR doğru olan İSLAMİYETTİR.  Bunun için atılacak ilk adımlardan biri de; DİB'in yayınladığı Risale-i Nur Tefsirleri acilen "Eğitim Kurumlarında" ders kitapları olarak yerini almalıdır. Ayrıca, bu tefsir yurt dışı temsilciliklerimiz vasıtasıyla ilgili ülkelerin dillerine tercüme edilerek dağıtımı sağlanmalıdır. Çünkü, bu Sapık Mezhep, yurt dışında Türkiye' nin cemaat adı altında Müslüman avına çıktığını ve tek adam diktatörlüğüne doğru yol aldığını, pompalayarak algı operasyonunu oluşturduğunu görüyoruz. Böylece dünya Müslümanlarını Türkiye' den koparıp, tekrar yalnızlığa mahkum etmenin hesaplarını yapıyorlar.