Hava Durumu

Osmanlı'nın içine düştüğü durum

Yazının Giriş Tarihi: 26.01.2016 09:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.01.2016 09:29

Evet, rahmetli Özal Türkiye'yi örümcek ağı gibi saran fosilleşmiş bir gurubu fevkalade güzel bir şekilde tespit etmiş ve bunlarla yapılacak mücadelede de yol haritasını çok iyi çizmişti. Sanırım kökü dışarıda olan ve hariçten beslenen bu "şer zihniyet", kendi akıbetini fark etti. Bu nedenle büyük bir telaş ve gayretle rahmetlinin yaşamasının kendi ölümlerini netice vereceklerini öngördüler ve halen bile çözülememiş bir yöntemle şahsını ortadan kaldırdılar. 
Ancak "kader eğer konuşmaya başlamışsa beşere susmak düşer", yahutta, "kaderin üzerinde bir kader vardır," hükmünce, onun çizdiği rotada Türkiye'yi bir başka lider sevk etmeye başladı. Bugün içte ve dıştaki bütün şer kuvvetler, tüm plan ve tuzaklarıyla, medya ve finansörleriyle ülkeyi, kaderin çizdiği bu rotasından alıkoymak için,  bir "Haçlı ittifakı" içinde saldırarak yolundan alıkoymaya çalışmaktadırlar. Ancak bunlar beyhude çırpınışlardır. Bunu bir yerlere yazınız.
Biz tekrar Özal'ın "Değişim ve İslam" konulu sempozyumda yaptığı konuşmaya dönelim. Özal şöyle diyor: 

"Türk toplumu aslında çok önemli aşamalar yaptı. 1990'lı yıllara girdiğimizde, demin ifade ettiğim, çok büyük değişikliklere sahne oldu. Bu değişiklikleri, büyük bunalımlara girmeden hazmetti. Yani başka toplumlarda böyle değişiklikler çok büyük bunalımlar meydana getirebilir. Dengeli bir şekilde hazmetti. Ne bileyim, işte telefonundan, televizyonuna kadar o kadar büyük değişiklikler var ki, toplum hayatında... Bilgisayarlarına kadar... Çok önemli değişiklikleri biz oturduk, kısa zaman içerisinde anladık ve realize ettik. Ama önümüzdeki dönemde de bunların yapılması lazım Yani ben değişimi çağa ayak uydurma, hatta çağın önüne geçme diye düşünüyorum. Eğer bunu yapamazsak, yani çağın gerisinde kalırsak, işte vaktiyle bütün İslam toplumu da dahil, Osmanlı toplumunun düştüğü duruma hep beraber düşeriz."
"Mehmet Akif'in bu konuyu 1913 senesinde anlatan bir şiiri var. Yani o zaman toplumun düştüğü durumu anlatan bir şiiri var. Bir kısmını ezbere biliyordum. Tekrar etmeye çalışacağım. Diyor ki:

"İişimiz düşerse tersaneye veya denize... Âdetimizdir, koşarız İngiliz'e... Bir yıkık köprü için Belçika'dan kalfa gelir... Hekimin hazıkı bilmem nereden gelmelidir... Yoktur bütçe hesabatını çıkaran... Hadi gelsin bakalım, Fransa'dan Mösyö Loran... Sanayiniz nerede, tersaneleriniz nerede... Ya Berlin'de, ya Manchester'da, ya Brüksel'de..."

"Hemen hemen hiçbir şeyin olmadığını, bu şiir açık bir tarzda gösteriyor. Bugün, Allah'a çok şükür, bu meselelerin çoğu Türkiye bakımından aşılmıştır. Hatta İslam ülkeleri arasında da, Türkiye en önde gelen bir mevkie sahiptir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Hatta şu etrafımızda eski Komünist ülkeler de dâhil, onlardan çok daha mümtaz bir konumdayız. Bunu da herkes iyi bilsin. Ama burada kâfi değiliz. Bu değişimi devam ettirmek lazım. Ve pozitif olarak devam ettirmek lazım. Bir 10 sene kâfi değil. Önümüzdeki 10 sene içinde de 21'inci asra çok daha güçlü girmemiz lazım. Tabi bu konular, sadece ekonomi, altyapı vesaire sahalarında değil... İlim hayatında, fikir hayatında, kültürde, sanatta, birçok dallarda olması lazım. Bana öyle geliyor ki, bunun potansiyeli Türkiye'de var. İnanılmaz derecede bu potansiyel var. "


 

 


 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.