Müslüman kültürü yeniden hâkim olmalıdır!

Bu toplumun huzuru binlerce yıllık kültürünün ve ananesinin yeniden tatbiki ile mümkündür.

Binlerce yıllık kültürümüzü bırakıp Avrupa kültürünü iktibas ederek okullarımızda eğitim olarak verdiğimiz günden beri özellikle ahlaki bir deformasyona uğradık. Ancak Batı toplumlarında karşılaşabilecek her türlü "cinsi, hayvani vahşet ve ahlaksızlığı" Müslüman çocuklarında da görmeye başladık. Hatta bazen vahşette BATI'yı bile geride bırakacak olaylar aramızda gün geçmiyor ki yaşamış ve medyada okumuş olmayalım.

Üstad'ın ifadesiyle; İslam'ın örf ve adetlerinden, kültürümüzden uzaklaştığımız günden beri toplum olarak geriledik, bela ve musibetler üstümüze yağmur gibi yağmaya başladı. Batı toplumlarında görülen ahlaksızlık ve cinsel sapıklıklar içimizde belirdi. Bir daha eski şevketimize ve gücümüze ulaşamadık.  Batı âlemi tarafından, horlandık, küçümsendik, sömürüldük, alaya alındık. Yularlarımız Batılıların ve içimizdeki Batı zihniyetlilerin eline geçti. Yeniden Müslüman bir toplum olarak fabrika ayarlarımıza yani; kültürümüze, inancımıza dönmeliyiz.

Bu düşünceye şiddetle karşı çıkanlar; aşağıdaki hikâyeyi okuyup vicdanlarında değerlendirmelerini rica ediyorum. His, korku ve endişelerimizi "toplumun huzuru" için artık bir taraf bırakmalıyız.

ÇOĞUNUZUN BİR ELİ YOK!

"Bir zaman bir adam, bir sahrada, bedevîler içinde ehl-i hakikat bir zâtın evine misafirolur. Bakıyor ki, onlar mallarının muhafazasına ehemmiyet vermiyorlar. Hattâ ev sahibi,evinin köşesinde paraları oralarda açıkta bırakmış. Misafir zat, hane sahibine dedi:

"Hırsızlıktan korkmuyor musunuz, böyle malınızı köşeye atmışsınız?

Hane sahibi: Bizde hırsızlık olmaz.

Misafir: Biz paralarımızı kasalarımıza koyduğumuz ve kilitlediğimiz halde çok defalar hırsızlık oluyor.

Hane sahibi demiş:  Biz emr-i İlahî namına ve adalet-i şer'iye hesabına hırsızın elini kesiyoruz.

Misafir: Öyle ise, çoğunuzun bir eli olmamak lâzım gelir.

Hane sahibi:  Ben elli yaşına girdim, bütün ömrümde bir tek el kesildiğini gördüm.

Misafir taaccüb etti, dedi ki:  Memleketimizde her gün elli adamı hırsızlık ettikleri için hapse sokuyoruz. Sizin buradaki adaletinizin yüzde biri kadar tesiri olmuyor.

Hane sahibi: Siz büyük bir hakikattan ve acib ve kuvvetli bir sırdan gaflet etmişsiniz, terk etmişsiniz. Onun için adaletin hakikatını kaybetmişsiniz. Maslahat-ı beşeriye yerine adalet perdesi altında garazlar, zalimane ve tarafgirane cereyanlar müdahale eder, hükümlerin tesirini kırar. "

Evet değerli kardeşlerim!  Anarşi, terör, Hırsızlık, gasp, tecavüz, adam öldürme vb... fiillere hükümetin verdiği cezalar caydırıcı olup olmadığını görüyorsunuz, değil mi?

 Bugün Mecliste bir önerge ile sorulsa;  sadece gasp fiili yüzünden nice sayıda masum insanların öldürüldüğünü görüp, yukarıdaki ayetin hükmünün tesirini anlamış oluruz. İnşallah bunu meclis de fark edip bu insanların ruhuna ve vicdanına tesir eden kanunlar çıkarırlar.