Hava Durumu

Mükemmeli başaramayız, lakin…

Yazının Giriş Tarihi: 31.12.2021 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.12.2021 01:06

Günlük aktüel yaşamın lüzumsuz ve değersiz kazuratı arasında ruhu sıkışmış insanın, teneffüsünü sağlayacak atıştırmalık gıdaları havi, Izzetbegoviç’in yorumlarına, Türk insanının hayli ihtiyacı var. Okuyucularımıza “özgürlüğe kaçışım”eserini hararetle tavsiye ediyorum:

- “Karanlık dahi aydınlık olabilir. Yıldızlar gün boyu görünmezler. Onların ışığı, en koyu karanlıkta en kuvvetli durumdadır. Eğer karanlık gece hiç olmasaydı, yıldızlı bir gökyüzünün büyüsünü bilemezdik. Bilseydik bile bu inanılmaz manzarayı göremezdik”.

- “Allah, hayvanlardan farklı olarak bizi dik yürür şekilde yarattı. Çoğu insan bu imtiyazı kullanmaz, hayatlarının çoğunda eğilirler, hatta sürünürler. İnsan böyle mi yapmalı? Allah’ın bu büyük nimetini, dik yürümeyi reddetmek nankörlük değil mi?

- “Niçin daima ahlakiliği takdir ederiz de ahlak konuşmalarını küçümseriz? Çünkü ahlakilik bir harekettir, ahlak konuşmaları ise bir sözdür. Ahlakilik kendinize yönelik bir taleptir, ahlak konuşmaları ise başkalarına yönelik bir taleptir. Ahlakilik daima ahlaki olmasına karşın, ahlak konuşmalarının çoğu kere riyakâr, dolayısıyla gayriahlaki oluşunun sebebi budur”.

- “İnsanlar, toplumlar ve siyasi sistemler arasındaki gerçek farklılıklar amaçlarda değil metotlardadır. Dolayısıyla amaçlar hakkında fazla soru sormayın. Çünkü ilan edilmiş amaçlar daima yüce ve iyidir. Metotlar hakkında sorular sorun ya da metotları gözlemleyin. Bu asla yanıltmaz.”

-“Aynı hadiseye katılan veya şahit olan insanlar çoğunlukla onu farklı bir şekilde görür ve anlatırlar. Herkes kendi bakış açısının mutlak olarak doğru olduğundan emindir. Bu durum nasıl açıklanabilir?

Sanırım bunun tek izahı, gözlemlerimizin asla mekanik ve objektif olmadığı şeklindedir. Bir hadiseyle ilgili görüşlerimiz gibi onlar da daima düşüncelerimiz, duygularımız, arzu ve tutkularımızla karışık haldedir. Bu durum sayısız görüş ve sayısız yanlış anlamaya yol açar”.

-“Tarihi bir fenomen olarak her dinin iki yönü vardır: bir “ilim” olarak vahiydir: uygulama olarak insanların eseridir.  Allah inancı vahyeder, insanlar ise uygular. Dinde büyük ve yüce olan her şey Allah’tandır. Hatalı ve değersiz olan her şey insanlardandır. Dini bilgi konusundaki bu uzlaşıda insanın rolü de ikilidir

Bir yandan o henüz tahrif edilmemiş dini bilgiyi suiistimal eder, uygulamaz veya hatalı uygular, diğer yandan söz konusu bilgiyi çarpıtır, değiştirir. Tarih bize bu iki durumla ilgili sayısız misal sunmaktadır...

- “Bana görüşlerini sunan birine şunu söylemek isterdim: senin fikirlerine, sözde kanaatlerine, dünya görüşüne veya her ne şekilde adlandırırsan adlandır, ona ilgim yok. Beni ilgilendiren tek şey ve önemli olan tek şey, senin nasıl birisi olduğundur. İyi bir insan mısın yoksa kötü mü? Gerçekte tüm hikayelerin, hatta hareketlerin ancak senin kim olduğun sorusuna cevap bulmama yardım ettikleri sürece ilginçtir.

- “Mükemmeli başaramayız. Fakat yapabileceğimiz bir şey var: Daha fazla insan olmak için, her insanın daha fazla insana benzemesi için daimî olarak gayret gösterebiliriz”.

- “İtalya’daki köylüler eşeğin yürümesini sağlamak için ona vurmak yerine -ki inadı yüzünden eşeğe vurmak bazen faydasızdır- bir hile düşünmüşler: Bir sopanın ucuna bir demet ot bağlanır, sonra sopa da eşeğin başına bağlanır. Onu gören eşek ona ulaşma ümidiyle yürür. Çoğu insan bu eşekler gibi değil mi? İtalya’da olduğu gibi başkalarını eşeğe çeviren bazı insanlar yok mu?

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.