Hava Durumu

M. Akif'e göre batı stratejimiz!

Yazının Giriş Tarihi: 05.06.2020 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.06.2020 06:30

Bu millete Tanzimat'tan beri öyle bir Batı Narkozu verildi ki, belki de kıyamete kadar tesiri olacaktı. İşin kompradorları böyle söylüyorlardı. Fakat her halükarda söz "Kader-i İlahinin"dir ve Kader, BATI BALONUNU BİR VİRÜSLE TÜM DÜNYADA PATLATTI.

Ancak şu bir vakıa ki, bir asır önceki Akif'in ihtarına rağmen, bu ülkenin"eğitim kurumlar" hala batıhegemonyası altında çocuklarımızı zehirlemeye devam ediyor.

İnşallah hükümetten beklentimiz o dur ki, diğer alanlarda verdiği kıyasıya mücadeleyi ve başarıyı bu eğitim alanında da bir an önce vermesidir.  Büyük bir ümitle bekliyoruz.

M.Akif, Nasrullah Camii'ndeki vaazında, yukarıda bahsettiğim ve bize (Türkiye) karşı hiç de iyi niyet beslemeyen Batı Alemine şöyle bir parantez açıyor.

AKİF'İN HÜKÜMETE UYARISI

'-Ey mü'minler, size ellerinden gelen fenalığı yapmaktan çekinmeyen, bu hususta hiçbir fırsatı kaçırmayan, dininize yabancı kimseleri kendinize sırdaş, dost, arkadaş kabul etmeyiniz. Bunların sureti haktan görünerek size güleryüz göstermelerine, hayrınızı ister gibi tavırlar takınmalarına asla kapılmayınız. Onların gece gündüz isteyip durdukları sizin felaketinizden, yıkılmanızdan, esaretinizden başka bir şey değildir. Baksanıza, size karşı kalplerinde besledikleri, düşmanlık o kadar dehşetli ki bir türlü zaptedemiyorlar da ağızlarından kaçırıyorlar. Hâlbuki yüreklerinde kök salmış olan husûmet, ağızlarından taşan ile kıyaslamak mümkün değildir, ondan çok fazladır, çok şiddetlidir. İşte bütün hakikatleri, âyeti celilemizle sizlere açıktan, açığa tebliğ ediyoruz, bildiriyoruz. Eğer aklı başında insanlarsanız, eğer dünyada ve ahirette zelil olmak, hüsranda kalmak istemezseniz bizim âyeti celilemizin gereğince hareket ederek kurtulursunuz.' (al-i imran 118)

Ben de bir zamanlar Allah'ın kitabını okurken bu gibi âyeti celileye geldikçe; 'acaba diğer milletlere karşı biraz şiddetli davranılmıyor mu? Yabancılar hakkında daha, merhametli olmak icap etmez mi idi?' gibi düşüncelere dalardım.

Vakıa bu hatıraların sırf şeytanî kuruntulardan başka bir şey olmadığını bilirdim. Lâkin velev şeytanî olsun, o düşünceleri içimden söküp atıncaya kadar nefsimle hayli mücadelelere mecbur kalırdım. Acaba bu vesvesenin kaynağı neydi? Burasını araştıracak olursak işi biraz tabii görürüz.

Öyle ya, gözümüzü açtık 'Avrupa medeniyeti, Avrupa irfanı, Avrupa adaleti, Avrupa efkâr-ı umumiyesi' nakaratından başka bir şey işitmedik. Kiminin adaleti, kiminin hamiyeti, kiminin dehası, kiminin ilerlemesi kulaklarımızı doldurdu. Lisan bilenlerimiz doğrudan doğruya bu heriflerin eserlerini, bilmeyenlerimiz tercümelerini okuduk. Edebiyatları, hele edebiyatlarının ahlâkî, insanî, sosyal konuları pek hoşumuza, gitti. Yazarların ahlakî kıymetlerini ve insaniyetlerini, eserleriyle ölçmeye kalkıştık. İşte bu mukayeseden itibaren aldanmaya, hatadan hataya düşmeye, başladık.

BATININ SÖZÜ İLE ÖZÜ BİR DEĞİLDİR!

Bu adamların sözleriyle özleri arasında asla münasebet, benzerlik olamayacağını bir türlü düşünemedik. İşte okuyup yazanlarımızın çoğuna sonradan gelip yapışan bu hata bir zamanlar bana da musallat oldu. Bereket versin ki yaşım ilerledi, tecrübem arttı; hususiyle Avrupa'yı, Asya'yı, Afrika'yı dolaşarak 'Avrupalı' dediğimiz milletlerin esaret altına, tahakküm altına aldıkları biçare insanlara karşı reva gördükleri zulmü, gadri, hakareti gözümle görünce artık aklımı başıma aldım. Demin söylediğim şeytanî kuruntulara kapılmış olduğumdan dolayı Cenâbı Hakka tevbeler ettim."

Maalesef, hala aynı Avrupa muhabbeti üzerine bina edilmiş bir eğitim sistemimiz var. Ve mütemadiyen, batı tandanslı bir nesil yetiştiriyor. Bu milletin geleceği için asıl tehlikenin burada olduğunu hükümete bir kez daha hatırlatmak isterim.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.