Lanet olsun nimeti yemeden şükredene!

(Rusya-Ukrayna Üzerine)

Bugünlerde, ‘Rus ayısı, kış uykusundan uyanır uyanmaz, Ukrayna Kekliğine pençesini geçirdiği’, haberlerini ekranlardan teessürle izliyoruz.

Tabi ki, ‘gücün ve kuvvetin,’ bir ülkeyiişgal ve el koyma hakkını ve yetkisini kendinde görme olayı; aynı zamanda bize ısrarla pompalanan (maalesef Türk Maarifi, bu düşünce üzerine bina edilmiştir) ‘Hazır medeniyetin’ ve ‘bizi sarmalayan Haçlı zihniyetinin’de gerçek yani maskesiz yüzünü de göstermiş oldu.

Bilhassa siyaset yapan ülkemiz liderlerinin ve onların kayıtsız şartsız peşinden giden insanlarımızın; dış meselelerde, daha birlik ve beraberlik göstermelerini, bir dayanışma içinde olmaları gerektiğini, bu vahim, acımasız ve vahşi olaybize ibretlik bir ders veriyor.

Tarihten ders almak zorundayız. Koca Osmanlı devletini(milyonlarca KM2 toprak) böyle yitirdik.Aksi hareket gerek siyasiler ve gerekse de destekçileri olarak bizler;Ülkesinin menfaatini ve istiklalini, şahsi hırs, kin, garaz, ikbal ve siyasi düşünceler için feda eder konumuna düşüreceğimizi söylememe bilmem gerek var mı?

Rusya- Ukrayna savaşını bir kıssayla ifade edelim. Bu kıssadan   mutlaka hepimize bir pay düşer kanaatindeyim:

“Bir tilki, av için dolaşırken bir keklik görür. Kekliği hayranlıkla seyreder. Tilkinin bu halini gören keklik:

-Hey can dostu, ne gördün de böyle hayran bakarsın? der. Tilki:

-Ey güzeller şahı, şu senin şehla gözlerine yandım ve yaman bakışlarına kandım. Çok güzelsin, Allah güzelliğine bağışlasın. Acaba gözlerini yumunca da böyle açık olduğu gibi güzel ve tatlı mısın? der. Lütfen bir defa da öyle görünerek, bir an da öyle seyrettirseniz. Keklik:

-Ne olacak! deyip gözlerini yumar. Tilkinin gözlerini seyredeceğini umar. Tilkinin maksadı onu avlamaktı; hemen şahin gibi sıçrayıp kekliği kavrar.

Keklik neye uğradığını anlar. Sabredip bir kurtuluş yolu düşünmeye başlar. Tilkiye:

-Ey bilgili avcı ve sihirli oyuncu! Sana yüzlerce aferin ve binlerce övgü. Bravo! Haberin olsun ki, ben şahlar lokması ve padişahlar yemeğiyim. Fakat, Hak Teâlâ beni sana kısmet etti. Evvelâ bu nimete şükret. Sonra iştahla ve huzurla ye, der. Tilki:

-Evet, doğru olanı budur, deyip şükretmek için ağzını açar. Hemen keklik tilkinin ağzından kurtulup uçar.  Tilkinin keyfi kaçıp:

-Lanet olsun, nimeti yemeden şükrünü edene! der. Keklik de:

-Lanet olsun, uykusu gelmeden gözünü yumana!

Unutmayalım; sanat ta, siyaset te, hizmet te, yönetim de, hükümet te...ve her şey, tüm iç ve dış mücadele de bu Ülke için , VATAN içindir.

Çevremiz ibretamiz olaylar, dramatik hadiseler, kan ve gözyaşıyla doludur. Şair ne demiş:

Bağlamasın sakın gözünü gaflet,

Ki pusuda gözü açıklar var!