Kitlesel hipnoza tabi tutulan bir millet!

Avrupa’nın birçok ülkesini gezdim, Ortadoğu’da hemen hemen birkaç ülke hariç tümüne gittim. İran ve Irak’ta pasaportlar eskittim, ayrıca bir Batı Ülkesinin “dil/edebiyat” alanı mezunuyum, Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde Farsça bölümünde okudum; maalesef ve maalesef bu ülkenin insanları gibi (bazıları) kendi ülkesine bu kadar düşman ve nankör ikinci bir  “yer ve insanlar” görmedim.

Bence bu sosyolojik, psikolojik ve antropolojik, marazi bir vakadır. İlgili mütehassısların incelemesi gerekir. Bu VAK’ANIN teşhisi konularak dünya eğitim kurumlarında ibretlik ders olarak okutulmalıdır.

Efendim hastalar diyarındayız; lakin kimse hastalığını kabul etmiyor. Her kes farklı cephede gördüğüne “hastasın” diyor.

Esasen cehaletin ta dip kuyusunda bulunuyoruz, fakat kendimizi dünyanın en aydını, en çağdaşı, en akıllısı, en moderni olarak görüyoruz.

Akıl, vicdan ve kalp yerini his ve duygular dünyasına bırakmış, onlar tarafından yönetiliyoruz ve yönlendiriliyoruz.

Toplum bu hale nasıl geldi, diye taaccüp etmemek mümkün değil. Cumhuriyet ile birlikte toplumun bu serüveni mutlaka ehl-i insaf aydın kitlesi tarafından acilen araştırılmalıdır. 200’ü aşan üniversitelerimizce bu hususta araştırmalar yapılmalı, akademik tezler hazırlanmalıdır. Belki de bu husus aydınlar açısından “ateşten bir gömlek” olarak görülebilir; lakin mutlaka bu gömleği giyecek cesur insanlarımız vardır.

Aliya Izzetbegoviç’in ifadesiyle, “bütün bir toplumu kitlesel hipnotizme” tabi tuttular ve sonunda da bugün işte şu müthiş, şikâyet ettiğimiz defolu ürünler (insan) ortaya çıkmıştır. Eskilerin tabiriyle ; “nev-i şahsına münhasır bir nesil” karşımızda arz-ı endam ediyor.

Genetiği bozulmuş bir varlık. Yapısı hastalıklı bir zihniyet. Her şeye bir kulp bulan, eleştirmek için eleştiren bir kitle.

Sanki Rabbim bunlara tebessümü, takdiri, teşekkürü mutlu olmayı, sevinmeyi yasaklamış. İnsan görünümünde ama Ben-i İsrail’in karakteristik özelliklerini taşıyan arkaik ve bohemik duygularla mücehhez, bu asır insanlarının ben-i İsrail dönemini anlayabilmeleri için örnek olarak yaratılmış bir insan türü.

Belki bu sözlerim abartılı gelebilir; kesinlikle bir mübalağa, bir yerme, bir karalama niyetim yoktur; sadece hakikatin bir fotosunu çektim, kadrajda bunları gördüm.

Acaba 2023 ile birlikte bu fosil nesil de, sizce tarihin arkaik ve ilkel çöplüğünde yerini alacak mıdır? Yoksa dünya beşer tarihine “numune” olarak mankenlik yapmaya devam mı edecektir? Bu merakımızı gidermek için bir kaç ay daha beklemek zorundayız.