Hava Durumu

Kamikaze (1)

Yazının Giriş Tarihi: 30.09.2016 10:27
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.09.2016 10:27

İtikadımızca kainatta tesadüfe yer yoktur. Hatta sallanan yaprağın sallanma sayısı bile ilmi ilahide takdir edilmiştir. Bu nedenle tesadüfle ve kendiliğinden hiçbir şey vukua gelmez. Bu noktadan hareketle, 15 Temmuz olayını da "kaderin takdiri" olarak değerlendirdiğimizde hakikaten Müslümanlar için birçok ibret dolu mesajlar içerdiğini görmek mümkündür.

Düşününüz ki, kırk (40) yıl boyunca hedefe ulaşmak için takiyye yapıyorsunuz, gayenizi o derece gizliyorsunuz ki, devletin mahremiyetine kadar sızıyorsunuz. İktidar tarafından en güvenilir, en emin şahsiyetler olarak hüsn-ü kabul görüyorsunuz. Devletin bütün organlarını bir ağ gibi sarıyorsunuz. İç ve dıştaki bütün resmi organlarda en alttan tutun da en üst mevki ve makamlara kadar, tüm koltuklara kuruluyorsunuz. Büyüdükçe şişiyorsunuz, şiştikçe kabarıyorsunuz, kabardıkça efeleniyorsunuz, efelendikçe mafyalaşıyorsunuz ve nihayet ekonomik bütün çarkları elinize geçirip milyar dolarlara malik bir "yapı"yı inşa ediyorsunuz. Ve bütün bunları bir merdiven basamağından geçer gibi; bu toplumun 1400 (bin dört yüz) yıllık iman ve inanç akidesini menfi bir şekilde kullanarak yapıyorsunuz.

Bu yapıyı inşa ederken bütün malzemeleri, saf ve temiz Müslüman gençlerden karşılıyorsunuz. O kadar sinsi ve münafıkça oynuyorsunuz ki, bu ülkenin bilim ve din ulemasının değil engelini, her türlü aşikâr ve zımni desteğini alarak yapıyorsunuz. Bir milleti tarihi ve ülkesi ile tereyağından kıl çeker gibi değiştirmeye, dönüştürmeye ramak kalıyor.

MÜKEMMEL KURULMUŞ BİR ŞEYTANİ PLAN!

Zahiren kurulan bütün planlar ve hileler, tuzaklar başarıya ulaşmış gibi gözükürken; birden bire rüzgâr tersine esmeye başlıyor. Adeta örümcek ağı gibi zayıf ve güçsüz bazı hadiseler ve olaylar ( hatta tesadüfî gibi görünen dakikalar farkıyla) ortaya çıkıyor, küçük küçük kıvılcımlar, Uhur Olayındaki gibi esinti şeklinde esen hafif rüzgar,  birden yurdun her bir tarafında görülmeye ve gittikçe büyümeye, bir kadırgaya başlıyor, bir inanç, bir hamiyet, bir iman ve bir kurtuluş hareketine dönüşüyor, sonunda 40 yıllık bir mel'un ve müfsid ( ki bunların arkasında dış güçler olduğu biliniyor)birikim 40 saat bile geçmeden hak ile yeksan oluyor. Bu bir İlahi Takdir değil de nedir? Bunu kadersiz nasıl açıklayabilirsiniz? Nitekim kadere inanmayan iç ve dış münafık ve müşrikler, hala olayın şoku altındadırlar ve bir türlü bu olayı hazmedemiyorlar, kabullenemiyorlar, sırrını da çözemiyorlar. Biz nerde hata yaptık diye hayıflanıyorlar.

Beyler vallahi siz hiç hata yapmadınız! Fikir babanız olan şeytanın (ABD- Siyonist) liderliğinde asrın bütün hile ve hud'alarını, teknolojik, ekonomik, stratejik  ve bilimsel tuzaklarını beşeri yönden tam mükemmel olarak kurmuştunuz. Ancak 'Kadir ü Zülcelal'i hesaba katmamıştınız. Zira bu tuzak vbesavaş  yalnız Müslüman Türk Milletine karşı kurulmamıştı. Bu gizli savaş ve sinsi tuzak,  İslam'a karşı ve onu diğer semavi dinler gibi, tahrip etmeye, sulandırmaya ve Protestanlaştırmaya yönelik bir "gaye ve hedef" taşıyordu. Dolayısıyla, "Onu biz indirdik ve Onu biz koruyacağız", diyen Rabbimiz ile karşı karşıya geldiğiniz bir savaşrı. Sonunda gizli bütün sırlarınız deşifre oldu, maskeleriniz yırtıldı, fitne ve nifakınız çöktü. "El hakkuya'luvalayu'la aleyh"  hak bir kez daha galip geldi.

Peki, bunun hikmet ve mesajları neydi? Sorusunu bir sonraki makalemizde işleyelim.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.